Eskiden
Evvel zaman içinde kalbur saman dýþýnda
Yýldýzlarda sessiz bir nur olurdu eskiden.
Bir çift kumru beklerdi sokaðýn en baþýnda
Gözlerinde mutlaka kur olurdu eskiden.
Þükretmeyi bilirdik rýzkýmýz azaldýysa
Dört kiþi bölüþürdük üç kiþilik kaldýysa
Hele bir de masada bir garip yer aldýysa
Evimizin kapýsý sur olurdu eskiden.
Ne boþ hayal kurulur ne Hýzýr beklenirdi
Eksilenin üstüne yenisi eklenirdi
Ne kapý çarpýlýrdý ne evlat diklenirdi
Babanýn tek bakýþý “dur” olurdu eskiden.
Mahallede birinin caný yansa bilirdik
Kim kimin efkârýna zor dayansa bilirdik
Kim ertesi sabaha tok uyansa bilirdik
Komþunun aç kalmasý zor olurdu eskiden.
Kaldýrýmýn üstünde, boyacý sandýðýnda
Fýrçalar bir sohbete gelip dayandýðýnda
Üç yýl önce göç etmiþ bir dostu andýðýnda
Yüreðimiz sýmsýcak kor olurdu eskiden.
Yani sevip üzülen, yanýlan dostlarýmýz
Hep burada kalacak sanýlan dostlarýmýz
Her masada hasretle anýlan dostlarýmýz
Olmadýðý yerde de var olurdu eskiden.
Oysa þimdi gidenin dünü yok yarýn eksik
Yaþadýðýn an tamam güne yararýn eksik
Ocakta harýn eksik Mart’ta baharýn eksik
Böyle hayat bedene dar olurdu eskiden.
Hasýlý, okyanusta yaþayýp nehir yazmak
Gökyüzüne sahipken küçük bir þehir yazmak
Kalemini doðrultup böyle bir þiir yazmak
Þairine çok büyük ar olurdu eskiden.
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.