içimizden günler geçti
tüllenen hayallerimizden çocukluðumuz
belleklerimizin zembereklerinde kývranan saatler
unutuldu
öyle cýlýzdý ki elemlere dayanamayan küçücük bedenlerimiz
nasýl da hýçkýrýrdý çocukluk ruhumuz
dünyayý ayaða kaldýrmak istiyormuþçasýna
hep yeni bir sabahtý kucaðýmýza dökülen
kapýlar, odalar, evler, sokaklar, meydanlar
hüzünlü ikindiler, kýzýl akþamlar, koyu geceler
yeni baþlayan bir ömrün gittiði yerlerdi meskenimiz
taze nefesler savururduk sine ocaðýndan
zamana vakit eklemek için
gölgeler dökülürdü ayakuçlarýmýza
göklerden
közlerimizi üfleyerek alazlardý rüyalarýmýz
baþ koyduðumuz muradýmýzýn sýrrý ýsýnýrdý
vuslatlar asýlýrdý zülfümüzün saçaklarýna
aynalarda hayat bulurdu güneþe nispet çocukluðumuz
ýþýklar saçýlýrdý bahtýmýza yusuf kuyusundan binlerce
akardý ezeli özlemler zamanla nehirlerce
anlamlý vedalara ,terk ediþlere alýþmýþtýk
bir yolcunun sessiz uzun bekleyiþlerine
evlerimizin camlarýna sarkardý ay
karanlýk sokaðý aydýnlanýrdý gecenin
keþiþlere has merakýmýzý da yanýna alarak
çiselerdi yaðmur ve de giderdi her þey
kar üzerine gül desenli hayaller çizerdik kýþlarý
aþkýn sýrrýna bir nebze erebilmek için
kesik ritimli öksürüklerin mecalsizliðinde ince hastalýklarýmýz
taze sevdalara püfür püfür eserdi rüzgar
kimimiz leyla kimimiz mecnun olurduk
kavuþurduk birbirimize tenha sokaklarda
ümidimizi yitirip pusatsýz býrakýrdýk heyecanlarýmýzý
günahlarý gizlenmiþ þeytanlara çaldýrýrdýk ruhlarýmýzý
ateþ danslarýndan kývýlcýmlar sýçrardý üzerimize
hýdrellez günü hýzýrdý misafirimiz
tekrarlardýk eski ve yeni ahitlerimizi
biraz daha büyürdük eskirdi zamanlar
kutsal vadilerde mütemeyyiz nalýnlarýmýz olurdu
parlayan yýldýzlarýmýzdan elif lam mimler düþerdi
yaðmur suretinde yaðardý tertemiz yüreklerimize
hep bir sancý saplanýrdý heyecandan
devþirirdik cennetin en nadide meyvelerini bahçelerimizden
yýldýzlar ülkesinin ululuk burcundan
arzularýmýzýn sadaklarý incilerle dolardý
nurlarla aydýnlanýrdý hislerimiz
sevinçle parlayan ýþýklar vururdu yüzlerimize
þeref çýnarlarýmýz yeþile boyanýrdý bayramlarla
saçlarýmýzýn kýrýk bir tarakla tarandýðý anlarý özler dururduk
camlarýndan güneþin bolca sýzdýðý renkli cývýl cývýl evlerimizi
severdik masallar ülkesinin o çok tatlý prensesini
duyulan her bir sesle acaba diye beklerdik
gelmeyeceðini bilerek , gelemeyecek olaný beklerdik
belki hani , belki bir þans gelir diye
ayla, yýldýzla, pencereye vuran gölgelerin kýpýrtýlarýný
o hasretlerin kucaðýnda büyürdük zamanla
köpüklü dalgalar vururdu kýyýlarýmýza
amansýz fýrtýnalara tutulurduk sersefil
gelecek kervanlarý gözleye gözleye yitirirdik umutlarýmýzý
aysýz gecelerde dipsiz uçurumlara atýlýrdý
kopmayan ipiyle daraðaçlarýna asýlýrdý çocukluk yýllarýmýz
kayýp zamanlar kümesinin birer elemanýydýk
sürekli akýp giderdi keþmekeþin tam ortasýndan yelkovan
akrep atmosferinde nefes nefese soluk alýp verirdik
üzerimize düþerdi göðün en parlak yýldýzlarý
penceremizin önünde her gün doðardý güneþ
her vakit canlanýrdý salkým söðüt çocukluk zamanlarý
çekilirdik evimize çay koyardýk ocaða
içimiz yanardý koca yanardað gibi
demlenen bizim çocukluðumuzdu
yalnýzlýðýmýzdý bardak bardak içilen
yýllanan mevsimlerdi
çökerken daðlardý aþýlan ufuklardý
mesafelerin en aþýlmaz hýzýyla
sonsuzluðun nefhasýna taþýnan yaðmur yüzlü çocukluðumuzdu
perdeler bir açýlýp bir kapanýrdý hayal sahnesinde
bütünüyle ruhumuzda izler býrakýp
siyah-beyaz bir filmin silik görüntülerini
tutmuþtuk sanki ufacýk ellerimizle
kalbimizin hiç sönmeyen sýcaklýðýný
çocukluk anýlarý öylesine çökmüþtü zihnimize
üst üste kaç kez güneþ batýdan doðardý
üst üste kaç akþam doðudan batardý düþlerimiz
yüreðimizin dibi yosun tutardý hep
yüksek tonla baþlayan türküler söylerdik hep
barut kokusu yüklü þehirlerde
hiçbir þeyden habersiz kanardý çocukluðumuz
ölümün ne anlama geldiðini bilemeyecek kadar cahildik
cahildik diyorum ya, deðil miydik yoksa
kaç dost kaç arkadaþ kaç sevenimiz kaldý eskiden
onlarsýz olmaz dediðimiz onlarsýz uyuyamadýðýmýz
yok olan her þeyle birlikte
çocukluk hakkýmýz da yok oldu zamanla
bitmez geçmez denilen niceleri
yok olmaya alýþkýn kaç ýþýk
üzüm renkli dallarýn üzerinde kaç gök
bir adýnýn da yalnýzlýk olduðu saatler yitip gitti
öncesiz ve sonrasýz
sadece sonsuz bir anýymýþ yaþananlar
bir varmýþ bir yokmuþ gibi
*
redfer