BEŞİR EFENDİ
Daðýstan’da yaþamýný sürdürmüþ
Beþ yýl Karakuþ daðlarýný görmüþ
Doðru ve güzeli kalplere örmüþ
Gurbet elde izi Beþir Efendi
Koyun otlatýrken kapýlýr sele
Nur yüzlü dede geliverir dile
“Tut elimden bu tarafa gel hele”
Ýlahi aþk özü Beþir Efendi
Çýkar sorar ak saçlý ihtiyara
“Sen kimsin içime düþürdün yara”
Der beni “Erbaa Eksel’de ara”
Mana görür gözü Beþir Efendi
Görmez þeyhini vasiyeti vardýr
Ali Osman’a der “o bize yardýr
Yedi yýl çalýþýr aldýðý kardýr
Haktan yana yüzü Beþir Efendi
Behrullah Efendi’yi sorar bulur
Odun taþýr orak biçer durulur
Dergahtaki iþler ondan sorulur
Hiç yorulmaz dizi Beþir Efendi
Ders verir sözleri yazanlar silmez
Der “bilen söylemez söyleyen bilmez”
Taþova’da kalýr bir daha gelmez
Hikmetlidir sözü Beþir Efendi
Sadýk KARADEMÝR
Beþir Efendi’nin Türkiye’ye geliþ öyküsü þu þekildedir: Beþir Efendi’nin ailesinin Daðýstan’da çok geniþ arazileri ve koyun sürüleri vardý. Bir gün çobanlarla koyun sürülerinin bulunduðu yere giden Beþir Efendi, biraz gezdikten sonra ýrmak kýyýsýnda bir kulübecýkte uyuya kalýr. 0 arada þiddetli bir yaðmur baþlar ve ýrmak taþar. Bunun sonucunda Beþir Efendi sele kapýlýr. Suyun içinde sürüklenirken ýrmak kenarýnda yaþlý, ak sakallý, nurani yüzlü bir dede kendisine seslenir;
-Oðlum, elini uzat bana der. Beþir Efendi sese doðru bakýnýr, aralarýnda on metre kadar mesafe vardýr.
-Dede, nasýl uzatayým elimi? Der. Yaþlý dedenin elini uzatmasý için ýsrarý üzerine, öylesine elini uzatýr. Peþinden selden kurtulduðunu ve ýrmaðýn kenarýnda olduðunu görürve þaþkýnlýk içerisinde:
-Dedeseni nasýlbulabilirim?
Dede cevap verir:
-Evladým Beþir, Türkiye’nin Tokat ili, Erbaa ilçesi Eksel köyünde [Koçak Kasabasý) Þeyh Behrullah Efendi diye ararsan bizi bulursun.
Bu.kýsacýk tanýma, tanýþma ve adres öðrenme faslýndan sonra Behrullah Efendi gözden kaybolur. Fakat bu olay, Beþir Efendi’nin kalbinde ilahi aþkýn canlanmasýna vesile olur. 0 anda ilahi aþk, “Eksel Þeyhi” diye tanýnan Þeyh Behrullah Efendi’den Beþir Efendi’ye intikal eder. Bu hadiseden sonra Beþir Efendi artýk Daðýstanda duramaz.
Ailesi çok zengin ve itibarlý kimseler olmasýna raðmen onlara haber vermeden yoculuk hazýrlýklarýna baþlar ve yanýna aldýðý bir kese altýnla Türkiye’ye doðru yola çýkar. Ýçinde bulunduðu ilahi aþkýn etkisiyle sýnýrdaki askerlere fark ettirmeden Türkiye’ye geçer.
Aþk atýna binerek aþtýðý yollar onu sonuçta Tokat, Erbaa’ya ve oradan da Eksel’e ulaþtýrýr. Eksel köyü sakinlerine sora sora Behrullah Efendi’nin dergahýný bulur. Dergahý bulur bulmasýna ama kýsa bir müddet önce Þeyh Behrullah Efendi fani dünyadan göçmüþ Hakk’ýn rahmetine kavuþmuþtur. Behrullah efendi Beþir Efendi’nin ilk mürþididir. Vefat etmeden önce en yakýn talebesi ve halefi olan Holaylý (Ballýbað köyü) Ali Osman Efendi’ye þöyle nasihat ve tembihte bulunmuþtur.
-“Ali Osman Efendi, kuzum; Daðýstan’dan buraya bir molla gelecek bana yetiþemeyecek. Ona sahip çýk. O’nun adý Beþir’dir. Sözüde peþindir. Maddi terbiyesi sana, manevi terbiyesi de bana aittir.” Behrullah efendi gibi çok deðerli bir irþad edicinin mürþidi olmanýn vakarlýlýðý içerisinde tam yedi yýl onun dergahýnda kendisine tevdi edilen bütün görevleri yapar. Dergaha odun taþýr, çift sürer, orak biçer, harman sürer. Kendisine verilen görevlerin hiçbirisini reddetmez. Hatta Daðýstan’dan gelirken getirmiþ olduðu bir kese altýný da dergahýn ihtiyaçlarýna harcar.
Kendisine bir þey sorulduðu zaman kýsa, öz ve tek bir cevap verirdi. En çok söylediði söz “Sükutul- lisan, selametül insan” idi. Yine sohbetlerinde “Bilen söylemez, söyleyen bilmez” gibi daha bir çok hikmetli sözler söylerdi.
Sosyal Medyada Paylaşın:
Sadık KARADEMİR Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.