denizi seyreden yaðmur kuþlarý þahit
öyle hasretle bekliyorum
öyle yanmýþ öyle daralmýþ ki içim
gerisi boþ
kývrým kývrým bir uðultu
sanki ta derinlerimde bir çaðlayan akýyor
uçurumun girdaplaþtýðý noktada
bir ses
bir ses ki uzak bitik yanýk
ta ötelerden geliyor
taþa üflense eritecek
dokunuyor cismimin tüm þekillerine
benliðimin içinde tecelli buluyor cereyanlarý
kýyýsýz kýtalarda yol alýyorum
kayýp bir parçayý aranýyor gibi
bulana dek gideceðim
yeniden bir yaratýlýþýn arifesine
susuzum içim yanýyor
yaðmursuz bir iklimin uçlarýnda
göðümde milyar ýþýklarýn barýndýðý
yýldýzlardan fýþkýrmýþ elmas pýrýltýlý bir nur
saðýmda güneþ solumda ay
önümde deryalar ardýmda ummanlar
bir ýþýk harmaný
göðsüme doðru akýyor parlak parlak
bir takým masallardan faraza
su üstüne yazýlmýþ kocaman bir yazý gibiyim
bir toz zerresi kývýlcýmý halinde
yýldýz yýldýz fezayý yutmaya çabalayan
azgýn bir canavar
bir ejderha gibi
bir þey ruhuma musallat
hiç kimsenin daha evvel bilmediði
ötelere ait bir sýr
kokusu portakal yapraklarý gibi
rutin nefeslerle
dolup taþýyor zihnimin dört köþesine
gözlerim kapalý düþünüyorum
derin bir boþluk gibi
aðzýndan tek söz çýkmayan
mesela bir aðaç gibi
bir mezar taþý gibi sessiz
redfer