SON SABAH
Sabah 06
Ocakta kaynayan çaydanlık ıslık çalıyor
Ruhum bedenimde fokurdarken gözlerim mat
Dudaklarım da hoyrat bir ıslık,içimde sızı kat kat
Tınısında hüzün var,Raylarda tren düdüğü gibi
Ayrılığın senfonisindeki notalar melenkolikliğinde
Akşamın vedasında bıraktım dostlarımı
Biraz hüzzam biraz sultânîyegah ,yaşam gibi
Kah ağlaştık kah güldük biraz , kucaklamışım ikisinide
Dostlarımın sıcaklığında halen yüreğim
Veda ezğilerinin kuşatmasında bedenler
Bir eski radyodan geçiyor ah yalan dünya
Yalan dünyada Ruhlar tedirgin bu sabah
Gidiyorum işte
Merhametsiz kentte bu son sabah
Kara Treni beklerken bu son voltam
Her ıslıkta ağır ağır dağılıyor uykunun sisi
Havaya sıkılan bekçi düdüğü tedirginliginde değil
Karlar üstünde gölgeler koşuşturuyor bu sabah
Meğer
Nede çokmuşuz
Nede çökmüşüz
Nede közmüşüz
Dert yüklü dolu vagonlar katar katar,kimi bekliyor
Muzır kediler duvarda ürkekliğinde hayatın
Üşümüş sokak köpeklerinin gözlerinde bir ümit
İnsana dair,insanlığa dâir umutlu
Karton toplayan çocuklar mahçup,biraz da tedirgin
Simitçiler ve kırıntısında serçeler telaşlı ürkek
Yağmış karları eşelerken Kargalar
Üşüyor kardan adam
Üşümez kardan adam
Üşümez nârdan adam
Bir sabahçı kahvesi istasyonunda
Genc Makinist haydi diyor gardiyan havasında
İste gidiyorum
Şimdi
Karlar altinda dağlar
Karlar altında yarlar
Bağrı yarıla yarıla
Yara yana yıkıla
Yüreği köz içinde yarlar
Doğu expresi çıktı yola
Kar altında yarları yara yara
Yaramı sardım kara
Gidiyorum işte
İyikide doğduğum topraklara
Gidiyorum işte
Hasretine Doyduğum topraklara
Gözlerimde bir ışıltı
Özlemiyle Döndüğüm topraklara
Çırak Ça
🌜İbrâhim YETGİNDAĞ 🌛
18 /ŞUBAT/ 2021
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.