Hep ýþýltý, hep pýrýltý, hep su Gök, dað, deniz, ova, göl nehir An bile pes etmeyen gözlerin Özlem büyütürken her sabah Çimenler üstünde çiy tanesi Aydýnlýk ve Iþýk Ülkesi Likya kadar güzelsin sevgilim
Dalýnda tomurcuk gül Çekerken üstüne nemini gecenin, Çýnarlarýn gövdesinde sular Pastel renkli güze boyar kendini, Adým atmadan daha ben Bilirsin, gittiðin her yere geleceðimi
Olympos Daðý’ndan kar yaðar tenine Hep Ýlkyazdýr elâsý gözlerinin, Servi boylu bir gelin salýnýr Gün ýþýðýnda rüzgâr okþar ellerini
Bir dolu yaðmuru baþlar amansýz Dudaðýndan taneleri düþer narlarýn Delik deþik olur yüreðim Ne varsa baðýnda, Yaprak döker yüreðimde hüzün Kanatýr dudaklarýmý Sonbaharlarýn
Parlayan bir kýlýç yüzünde güneþ Ufuk çizgisinde denize düþen Son sýðýnaðýný tutuþturuyor özlemin Kýldan ince, kýlýçtan keskin Sýrat’ýnda boðuluyorum geçemeyip
Yüreðime akýyor deniz Cehenneme atýp beni her akþam Gözlerinde gözlerimi yakýyor Bir isyan ateþi gibi daðlarda Kükreyip parlýyor içimde Kimera* Dudaklarýnda dilim, alev alev yanýyor suda Bir mýzrak saplanýyor güneþle ufkuna günün Öpüþen yunuslara yem oluyor sevdam
Þaban AKTAÞ 13.02.1998 / Rehberant Gezisi Olympos Antik Kenti / Antalya