kýyý kasabalarýndan gelip geçenler gördü önce aþk geçiþleri doluk güneþin yüzünü balýðýn üzüm gözlerinde hüzün- kadýna baktý ve þarap masaya oturdu gün kavuþacaktý
insan þarap ve aþk kadýndan doðarken tanrý gülümsedi
zulasýnda að gezdiren aðlamalar önce balýklar ölecek dedi - balýklar ve çocuklar gün görmeden geçip gidecekler yanýnýzdan mutlaka sabah olacak ama güneþ her zaman girmeyecek bu kapýdan
ve açlýk ve umut ve kadýn
aþk masada çakýrkeyif koyu kývamlý güneþin de (mi) baþý aðrýyordu/ sarhoþtu
martý kanadýnda albatrosa ileti salan muþtucu verdi o haberi gece daðýnýk tuz suya kanýk üzümden arýnýk aðlayacaktý bir de utanmasa ve bir de mavi kapýlarda çocuklar bakmasa
tanrýnýn gözleri kördü ondandý önce anasýndan sübyan balýklar yaðmura yakalanýyordu