acz ve hüzün
acz:
razgrad’da bir çocuðu korkularýndan vurdular
sofya’ya kadar getirdiler anýlarýyla
iþte çuvalýnda ay adam bu dediler, sarýldým
yüzünde çocukluðumu gördüm, sesinde yaðmuru duydum
dudaðýnda topraðý öptüm, bir yangýn örttüm üstüme
en ücra kimliðine bürünüp saklandý aþk
saçlarýmdan kuþlar havalandý bana “git” dediler
bir tohum ek topraða kendi tomurcuklarýndan
bir oðlun olsun bahçende taze bir yaþam fidaný, annem!
bunu sana aðlayarak bile anlatamazdým
…
yalnýz küçük kýz kuyuya sular baðýþlardý
ben seni ne kadar çok severdim, bilirdin
öðle güneþi altýnda kaybolduðumuz bahçelerde
seni sen olduðun için deðil, küçük bir dünya olduðun için
severdim, boynundan atlý arabalar geçerdi
kýrlangýçlar aðzýndan su içerdi, görürdüm
gözlerinde yalýnayak top oynardý çocuklar
ben günleri sýcak beþiðimde oyalardým
saçlarýnda bitmez savaþlar olurdu
ellerinden tutup sonsuza koþardý yeni aþýklar
hüzün:
sofya’da bir çocuðu anýlarýndan vurdular
istanbul’a kadar getirdiler acýlarýyla
bir kuþtu, uçma hevesini çok gördüler, annem!
bize bir yanlýþlýkla bile umut vermediler
tam dört kez vurulduk ayný yerimizden
tam dört kez sarýlmak için kollarýmýzý çarmýhlara adadýk
biz ne kadar sevdiysek o kadar acýdýk
ne kadar yaklaþtýysak o kadar alçaldýk
kalanýn aðýdý ölenin tesellisi oldu sonra
hayatýmýzý sarhoþ bir yolcunun heybesine koydular
…
sarýldýðý bir taþ gördü uyandýðýnda piþmanlýk
unuttu ve hatýrlamak istemedi, aðlamak nedir
aðlamak ne deðildir beklerken anladý
uzak, çok uzak bir mevsimdi sayýkladýðý
her gelen cebinde bir yoklukla geldi
bazen kendi cebine saklanýp da geldi
ona hiç söylemediler ne kadardý, neredeydi
acýnýn elini sýktý ve gülümsedi, iþte bu
acz ve hüzün yaþayacak senin her nefes alýþýnda
yalnýz küçük kýzýn kuyudan her su alýþýnda
bu benim veda þiirimdi, beni tanýyan tanýmayan herkes hoþçakalsýn, kendinize iyi bakýn..
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.