KIRMIZI TOPRAKLI KENT
Yýl 1954,
Kýrmýzý topraklý bu kentte doðmuþum
Deðirmenönü tarafýnda
Taþlýk Mahallesi’nde
Portakal bahçelerinin içinde
Balýkçýlar’ýn bir evini tutup oturmuþuz...
Sonra bir dönüm yer almýþ
Soðuksu semtinden babam
Oraya bir oda bir salon
Ýki göz bir gecekondu yapmýþ
Çatýsýný evimizin,
Döþemealtý Killik köyünden
Ata dostumuz
Rahmetli Koca Ahmet’in oðlu
Hüseyin Ali Namal;
Ýki arkadaþ birlikte çakmýþlar...
Sonra bizi evde býrakýp
Askere gitmiþ babam
Yedeksubay olarak,
Turan aðabeyim ve ben
Bir de annem baþýmýzda..
Hayâl meyâl hatýrlarým o günleri
Makilikler içinde
Tek tük gecekondu evleri vardý
Kulaðýmda çan sesleri
Gördüðüm her yerde
Develer keçiler otlardý...
Soðuksu’daki
Çeþmeden alýrdýk suyu,
Aklýmda kaldýðý kadarýyla
Sakalý yüzünden eksik olmaz
Mavi boncuk gözlü
Sarýþýn burma býyýklý
Göçmen Mustafa amca vardý;
Kocaman bidonlarý doldurur
Ev ev su satardý at arabasýyla...
Adý üstünde soðuktur
Hâla evimizde akar bu su
Suyu Gürkavak’tan getiren
Rahmetli amcam
Mehmet Niþancý’dýr;
Nur içinde yatsýn, çalýþkan
Kalender, dürüst insandý...
Nerede o zamanlar
Yoktu baþka vasýta
Dedem arada bir
Atla gelir giderdi
Yukarýkaraman’dan
Antalya’ya
Aþaðý yukarý
Yirmibeþ kilometre
Kimi atlý kimi yaya...
Hey gidi günler hey
Rüzgâr gibi geçti zaman
Siyah beyaz hatýralar
Þimdi yaþým Altmýþ Altý;
Gâhi ölümün eþiðinde
Gâhi doðumun beþiðinde
Sallanýp duruyorum
Gelmiþim, geçmiþim ile
Ne kadar yazsam da
Yetmez, anlatamam
Benim güzel Antalya’m...
Dünyaya gözlerimi açtýðýmda
Otuzbeþ Bin nüfusu olan
Bu kýrmýzý topraklý kent,
Þimdi beton denizinde yüzen
Dalgalar içinde bir tekne
Yaþamak ayrý, ölmek ayrý dert...
-II-
Bu gün, 19 Aralýk 2020
Benim için de kutsal On Dokuz
Belki gerçek belki bir efsane
Yaþamak belki bir rüyâ
Belki bir masal
Bu gün var isek yarýn yokuz...
Geçmiþe bak, geleceði gör!
Kalk oðlum Taylan,
Baban neler yazdý bak
Sen doðduðunda
Bir kez alýp da kucaðýma
Basamadým seni
Baðrýma doya doya...
Daha iki haftalýk
Bebek iken sen
Hapise attýlar beni
Tanrým çok sevmiþ ki
Kahrýný çilesini
Acýsýný çektirmeden
Aldý seni dünyadan!...
Bir kez gördüm yüzünü
Hastanede,
Bir küvezin içindeydin
Ýnce uzun, kalem kalem
Parmaklarýn vardý
Belli ki büyüseydin
Güzel baðlama çalardýn...
Takýlýp kaldý gözüm
Ne kadar yakýcý ince
Dikkatli bir bakýþtý o
Yansýyan güneþ ýþýðý
Bir ýþýk hüzmesi
Ýncecik bir tel gibi
Sevgi dolu gözlerin
Sýzdý gözlerimin içine
O bebek halinle
Bakýþlarýn yetiþkin
Aklý eren insan gibi
"Babam sen misin ?!"
Der gibi geldin bana!
Yanýnda lohusa annen,
Evde kalmak zorundaydým
Ben bakýyordum mecburen
Birbuçuk yaþýndaki ablana..
(Bilge)
Ve bir gece yarýsý aldýlar
Ablan ile beni evden
Týktýlar bir kodese,
Ardýndan hapishane
Gidiþ o gidiþ
Ve sen uçup gitmiþsin
Masum bebek yüzünü
Bir daha göremeden
Elimle bedenini
Topraðýna veremeden!
Bu dertler bu acýlar
Deðil mi iþkence zülüm
Demirparmaklýklar
Ýþsizlik, açlýk, yoksulluk
Kimimizi kanser
Kimimizi verem eden!...
Neler gelmedi ki baþýmýza
Vasiyetimdir þimdiden
Þunlar yazýlsýn
Topraðýnda mezar taþýmýza:
...............................................
Babacýðým, hapisten çýktýðýnda
"Oðlum uçup gitmiþ!" de
Seviyorsan, bulursun beni elbet
Tanrý’nýn evi burasý; cennet!
TAYLAN AKTAÞ
.
Sevgili biricik oðlum Taylan
Sana geldim iþte sonunda
Muradýmýz ebedi hayattan;
Sarýlýp yatacaðýz ilelebet
Can cana, koyun koyuna...
Acz içinde Sana sýðýnýrým;
Tanrým her þeye gücün yeter
Baðýþlayan ve esirgeyensin
Kusurumuzu, günâhlarýmýzý
Suçlarýmýzý affet!..
ÞABAN AKTAÞ
Þaban AKTAÞ
19.12.2019 - 15.19
Açýklama:
Kimin ne zaman nerede öleceði belli deðildir. Elbet herkes bir gün er ya da geç göçüp gidecek bu dünyadan.
Büyük ustanýn dediði gibi "Ne ölümden korkmak ayýp, ne de düþünmek ölümü!
Mümkün olursa, öldüðümde, Antalya Uncalý Büyükþehir Mezarlýðýnda yatan
ben hapiste tutuklu iken 52 gün yaþayarak, kelebek gibi uçup giden doyamadýðým oðlum Taylan Aktaþ ile koyun koyuna uyumak isterim ilelebet....
Sosyal Medyada Paylaşın:
Şaban Aktaş (Homerotik) Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.