İKİNDİ RUBAİLERİ-43
LÂCİVERT AKŞAMLAR
Gölgenin karaltısı raks eylerken camlarda...
Yine eğleşir durur deli gönlüm gamlarda
Gönül terazisinde ağır gelir hasretin
Geceyi nuş eylerim lacivert akşamlarda
SAFIMIZDAKİ SAFLAR
Akıl savuştuğunda peş peşe gelir gaflar
Farelere kalmıştır kitap istifli raflar
Beyinler çölleşince filiz vermiyor akıl
Bir türlü uslanmıyor safımızdaki saflar
BAL MUMUNDAN HEYKELLER
Kendisini müçtehit sanmaktadır nicesi
Mantık üryan geziyor, aklın düşmüş peçesi
Afra tafra yapıyor bal mumundan heykeller
Birbirine karışmış gündüzü ve gecesi
AY BULUTA GİRENDE
Gurbet derin bir yara, içimde kanar durur
Közdür sıla hasreti; depreşir, yanar durur
Ay buluta girende artar yalnızlığımız
Mecnûn’a dönen yürek Leylâ’yı anar durur
HAYAT AĞACI
Gidilen yol tükenir, görünür son durağı
Hayat ağacımızın dökülür can yaprağı
İpekten elbiseler gardıroplarda eskir
Üryan bedenlerimiz yorgan eyler toprağı
YALAN VE HAKİKAT
Hakikat hiç eskimez, yalan çabuk dökülür
Doğruluğun bileği zannetme ki bükülür
Yalan zifiri gece, hakikat ay gibidir
Yalan sert bir rüzgârda köklerinden sökülür
M. NİHAT MALKOÇ
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.