Tireli Sofra
Unutkan Tanrý
Tireli sofradýr bu son satýrýn son çizgisinden doðmuþ siyah, mor bir karmaþa. Biraz da ruh ve noktalarýmýn üstünde unuttuðum kayýp bakýþlar.
Alev alev, dantel, yani göz, yani bayaðýlaþmýþ bir kýrmýzý.
Tabaðýmý, sünnetsiz bir çocuk bitirdi.
Daha doðrusu bu þanlý emre yutkundum.
Her yaný kaos içeren bir dünya ve tüketim tarihi dolan bir bal.
Hepsi bizim soframýzdaydý.
Var olan her imkânsýz.
Her olan ve olacak.
Her tabakta, sonsuz ve ebedî cemaatlerin kokusu dizayn, ruh ve biraz siyah biraz mor.
Yudumlar gümüþ mesihin altýn þövalyeleriyle bitirildi.
Ýþte þu Karþýmda dikilen kasvetli kolordu komutaný.
Onun cebindeydi gözlerim.
Uzanmalý bu mor, uzanmalý bu siyah.
Lakin çekingen ve huyluydum.
Bu dolu mecliste ses çýkmaz, Söz ötmez.
Ve bir tutam mahcubiyet gülümsemesiyle tabaðýma uzanan elleri izledim.
Hem de birinin cebinden
ancak sofrada oturduðuma emindim.
iþte bu cepteki gizli bilincin, altýn hizmetkârlarý
onlar da benimdi,
Ayný hakkým olan tabak gibi.
Artýk gelmeliydi bu peçeli ruh düzenim.
Hatýrlamalý ve ses etmeliydim.
Bakýyordum da salyalý aðýzlarý yemek ve haktan kapanmýyordu.
Biran da bu hatýrlayamadýðým kimliksiz halimi köþeye býraktým.
Gözlerimin önüne, ancak yeþil bir zehrin üstüne yüklenmiþ
Ve görevi ölümden baþka bir þey olmayan
Amaç desen hiç
Ölüm desen hep diyen, Bir aura beliriyor.
Bir þeyler anýmsýyorum,
bir þeyler...
Delikten gözüküyor, budak budak dallarý var.
Belli ki rüzgâr onu hiç yýpratmamýþ,
kasvetin tadýný çýkaran bir aðaç bu.
Yapraklarý gecenin ördüðü laciverte karþýn yeþilini belli ediyor.
Ne ihtiþamlý bir hýrs bu.
Hýþýrtýsý duyduðum her þeyden daha düzenli.
Görünen o ki rüzgarla ettiði bu sohbet
Ýkisinin de keyfini yerine getiriyor.
Birbirlerinin varlýðý birbirlerine anlam katarken.
Ben de bu sükunetlerine saygý duyarak,
Gözlerimi, onlarý dikizlediðim delikten çekiyorum.
Ýþte bakýþlarým yine ayný yerde.
Doðduðum andan bu yana saklandýðým
ve kapýsýný bir hýþýmla kitlediðim zindanýmdayým.
Benim alanýmda sesler fazlasýyla günahkâr,
içerden bana ait olaný öðütmek istercesine aç ve kudurmuþ
tehditkâr fýsýltýlar geliyor.
Ýçerdeki sesler daha kulaðýma varýr varmaz
beni inletmeye yetiyor.
Ah o Doðaya bahþettiðim duyular,
zindanýmýn duvarlarýnda görüngüye dönüþüp bana lanet okuyor.
Verdiðim yetiyi keþke geri alabilsem.
Alabilsem de duymasam.
Artýk iliþse kulaðýma da þu sessizliðin heybetli uðultusu,
kasvetinden keyif alsam.
Direniþim anlamýný yitirmeden baðýrýp çaðýrsam.
Ýnliyor kapýlarýmý cýzýrdatan sesleri, kiriþleri çatýrdatýyor.
Ýniyorum içime bir delik arýyorum
kaosundan keyif arayan bir yan.
Artýk huzur, bende yeri yönü sapmýþ bir avare.
Ayaklarýmda his kaybý ve çakýllar.
Buruk bir yüzün fon eþliðinde damlattýðý yaþlar, dikizlediðim dünyanýn
o küçük deliðinden geçiyor.
Hizalamaya gerek yok,
bu zindan hüznümün buruk duruþuyla nemlenmiþ.
Ellerimde denizi dalgalandýrdýðým bir tokmak.
Bu bir yük deyip yere atýyorum.
Avcumda aðýrlýðý kalýyor.
Doðruluk ve itidal adýna, pençelerini günahsýz rüyalarýmýn duvarlarýna devþir. Yeniden söylüyorum bak pas tutmuþ bu duvarlar.
Cümlelerim ve soluðum Ayný anda idam ediliyorlar
Gözlerden ýrak býrakýlmýþ Ceset kokuyor bu duvarlar
Yasla sýrtýný þu güç sütununa
Iþýðýn hasat vakti gelmiþ ya da býrak
Þu bahsettiðin hakkýn yenilirken.
Yüzüne doðunun esaret rüzgarlarý essin.
Orda dinlenmiþ bu varlýklar orda çalýnmýþ.
Þimdi de Altýn bir pasaj beliriyor zihnimde, kubbeler, dualar, yeþil gözlü çocuklar, o okyanusun sesi ve rahmeti getiren bir rüzgâr.
Artýk çoðu anlamsýz , teki anlamlý.
Ben kimim ?
-Ömer HATÝPOÐLU
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.