emekliyordum o zamanlar
bakýþlarý yürüteç bir sevgilinin yeþile çalan gözlerinde
yürüdüm
koþtum
düþtüm
sonra maviye daldým
yüzme bilmiyordum henüz
dalgalara kapýldým
denize düþünce sarýlacak yýlan arýyordum kendime
can simidim yoktu
boðuluyordum
kýyýsýz bir denizde
iki yakasý bir araya gelmeyen yalanýn
boðazýna düðüm diye atýlýrken son anda
geldin
çözdün
çünkü tek þekerli içiyordun kahveyi
karýþtýrdýn kendinle
eridim
çözüldüm
sonrasý malum
fincana kulp takýp durdu sudan çýkmýþ o balýk
üstelik kanayýp duruyordu
denizin tuz bastýðý yara
yara iþte
sancýyýp duruyor
iflah olmuyor bir daha
þimdi ne vakit aklýma gelse’n
köpürüyor denizim
kahvem
yeþile çalmak mý bir daha
tövbe de istersen..