EĞİTMEN
Abdullah KUCUR aðabeyimin aziz hatýrasýna:
Gýllýgýþsýz yaþadý, ilmiyle merhametti;
Uhra Dünya denkliði serapa þehametti;
En sevgiliye dönük gönül giz halvetiyle
Melamet bahçesine bir tariki rahmetti…
YUSUF BÝLGE
*Gýllýgýþ, gýllügýþ: Gönül fesadý, gizli kin.
*Þehamet: Aklýn denetimindeki yiðitlik ve cesaret.
*Halvet: Tasavvuf anlamýyla kulun Allah’ýn huzurunda Onunla halleþmesi, manen sohbet etmesi durumu.
*Tarik: Tasavvufta yol, dini öðreti okulu.
* Melamet: Tasavvuf anlamýyla nefsini devamlý kýnayarak ve çevresinin iltifatlarýna aldýrmayarak Hakk’a yakýnlaþma meþrebi.
*ABDULLAH KUCUR: 1933 Isparta-Yalvaç/Sücüllü - 13 Eylül 2018 Ýstanbul-Maltepe.
1933 yýlýnda Isparta-Yalvaç ilçemizin Sücüllü kasabasýnda doðdu. Soyu, Oðuz’un Avþar Boyu’nun Kucur Oymaðý’na dayanmaktadýr. Askerlik sonrasý doðduðu Sücüllü Kasabasý Ýlkokulu’nda bir süre Eðitmenlikte bulundu, bilahare Ýstanbul’a göç ederek, Sultanhamam-Yeþildirek Eðridir Han’da triko toptan ticaretine baþladý. Son yirmi yýlýnda kendini tamamen ilme ve sosyal faaliyetlere vermiþti.
Onu ilk defa 1970 yýlý Kasýmýnda Ýstanbul_Beykoz’daki evinde ziyaret etmiþtim. Ev ev deðil de sanki bir kütüphane idi. Arif, alim, akil, asil münevver bir Müslüman, saklý bir hazineydi. Söze gelen her hususta sathi deðil, akademik nitelikte doyurucu bilgiye sahipti. Muhteþem bir Türk münevveriydi. Büyük bir ruh, engin bir gönül deryasýydý. Belleði çok güçlüydü.
Yaþadýðýný söyleyen, söylediðini yaþayandý. Haram yememeyi tavsiye etmiþse haram yemediði içindi… Sevmeyi talim ettirmiþse sevdiði içindi. Nasihat alýp da kusurlarýndan vazgeçemeyenler için, baþka bir çaðýn adamýydý. Rahle-i tedrisi zorluk üzerine kuruluydu. Zorluðun piþirdiðine, eðittiðine kani idi. Kendi meydaný, bilhassa en zor olanlarýn hayata geçirildiði er meydanýydý. Her bakýndan güvenilir bir insandý…
Halvetiye’nin Þabaniye koluna baðlý bir ehli tarikdi. “Hayrýn da Hak þerrin de Hak, ya Rabbi þerrin bu mazhardan zuhur etmesin” duasýný çok ederdi… Sahip olduðu manevi dereceleri açýða vurmadan, yokluk zarfý içinde gizleyendi.
Fethi Gemuhluoðlu’nun, “Türkiye’de Baþbakanlýk yapacak kiþi her on beþ günde bir Abdullah Kucur’la konuþmalýdýr” dediði kiþiydi. Siyaset ve devlet satrancýný iyi bilirdi…
Ýnsan yetiþtirme gayreti hayatýnýn merkezindeydi… Vatana millete, ümmete, insanlýða faydalý olacak insanlarý bulur, baþlarý sýkýþtýðýnda Hýzýr gibi yardýmlarýna koþardý. Kendini arkada tutmak suretiyle kimimize aðabey, kimimize amca olarak el uzatýrdý… Hak bildiði yolun baþý, ortasý ve sonu idi… Ýsmiyle müsemma bir Allah(CC) bendesi, simasý ve sözleriyle bize Allah’ý hatýrlatandý… Karþýlaþtýðýmýzda melalimizi mutlaka keþfeder, üzüntümüze ortak olur, teskin eder, umutlandýrýr, olay ve olgulara hep olumlu bakmamýzý saðlardý… Olgun insan tecellisini onda müþahede etmiþtik. “Gerçek keramet bir insaný mümin hale getirmektir” derdi.
13 Eylül 1918 Çarþamba sabahý gusül abdestini alýp pak bir bedenle Hakk’a yürüdü. “Ýnnâ lillâh ve innâ ileyhi râciûn!” Cenazesi 14 Eylül Cuma günü, Cuma namazýndan sonra Sahrâ-yý Cedîd Camii’nden kaldýrýlarak Küçükyalý Kabristaný’na defnedildi… Cenaze namazýnda ve defin merasiminde her bakýmdan rahmete, yaðmurun saðanak olduðu bir vuslata tanýklýk ettik.
Çevresindeki hemen herkesle dost olan, yolunu þaþýranlara yol gösteren, ilim ehline yardým elini uzatan, gýllýgýþsýz bir gönül adamý olan Abdullah aðabeyi son yolculuðuna uðurlamaya gelenler gerçek bir garîk-i rahmete de mazhar olmuþlardý.
Melamet bahçesinin en güzel güllerinden biriydi. Hep huzurda yaþadý, hep huzurda kalsýn, ruhu þad, kabri nur, mekaný Cennet olsun…
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.