-Bakkal Amca, baksana
Ýki uzun, bi kýsa yapsana
-N’oldu lan hergele,
Hüzün mü yarýþtýracaksýn yine?!
-Bu kez annem sipariþledi
Durum farklý,
Hüzün sofrasý kurulacak akþama
Hem çaplý olacak,
Hem de hesaplý!
-Ne istiyorsun peki?
Vereyim, iste ki!
-Hüzünden yiyeceðiz bu akþam
Acýlý yani, acýmadan!
-Hüzün acýlý yemek,
Acýmadan yemek gerek!
- Al iþte kalem kalem liste!
Bir büyük raký, hüzün kafeste!
Hüzün, kafeste…
Kafeste, hep hüzün
Kafeste hep,
Hüzün!
Hüzüüüüüüüüüün!
Yenir mi, içilir mi?
Sevilir, terk edilir
Sonra, nefret edilir mi?
-Hüzün ne menem þey, ne ki?
Aç lügatý, karýþtýr;
Hüzün üzüntü,
Hüzün azap, demek…
Hüzün bahtsýzlýk
Hüzün çeki,
Hüzün çile, demek…
Hüzün acý
Hüzün acýma, demek!
-Hüzün Kokan Þairim, sen söyle þimdi;
Hüzün, ne ki?
Ben, hep hüzünlerimle yaþ aldým!
Kah aðladým, kah güldüm; Büyüdüm!
Yol verin; dizelerim hüzün koksun,
Þairim, Korkmayýn;
Hüznüme sahip çýkarým!
Ýþte,gönül koydum;
Açtým kafesi…!
Müjdat Eraslan.