Labirent...
Birbirine açýlan koridor ve duvarlar,
Bakýnca bir çemberi andýrýr bu labirent.
Koridorda sayýsýz köþeler ve kenarlar,
Her köþeyi bir çýkýþ sandýrýr bu labirent.
Giriþinde rastlanýr görkemlidir mahyasý,
Karmaþýk odacýklar birbirinin kopyasý,
Ustalýkla iþlenmiþ nakýþ nakýþ oyasý,
Rengârenk büyüsüyle kandýrýr bu labirent.
Saðlý sollu belirir yürüdükçe aynalar,
Her birinin aksinde baþka baþka manalar,
Dört köþe çerçevede sýr gibi istisnalar,
Esrarýn kuytusuna indirir bu labirent.
Kimi yerde karþýlar çehresi farklý yüzler,
Kiminde aðlamaklý kiminde gülen gözler,
Yoruyor seyyahýný çýktýkça yeni izler,
Ayýk iken baþýný döndürür bu labirent.
Fecre dair umutlar aralar bazen sisi,
Duyarsýn ötelerden buðulu gerçek sesi,
Zamanýn kýskacýnda tükenir de nefesi,
Yelkovaný, akrebi dondurur bu labirent.
Bir duvarýn ardýnda cýlýzlaþýr kandilin,
Kapatýr pervazýný uzuyorken menzilin,
Üç nefeslik çalgýdýr sûrunda Ýsrafil’in,
Gün gelir ýþýklarý söndürür bu labirent.
Ýsa KOCAGÜL
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.