Tılsımlı sözler gibi..
Geçmişinizi geleceğinizi
Zihinleri ve geceleri okuyun.. Okuyun
En iyisinin iyisi
Eski ve yeni
Zihinleri ve geceleri uyandırmak için
Zamanı birlikte araklamaya geldik
Siz Geleceklerin gelecekleri
Bedenlerimizi neşeli bulmadınız
Hatta fazlasıyla ölüyüz
Uyuyan zihinlerimiz uyandırmayı bekledi
Biz gidenlerin zihinleri hep uyanık
Bedenlerimiz gelecekte derin uykuda olacak.
Evrensel bilincimiz
Bizleri uyandırmak için
Hep sizleri bekleyecek
Korkmaktan korkmak gibi
Genişletilmiş zamanlarda
Bedenin Xu Lizhi gibi genç ölmek istemez
Xu Lizhi’nin bedeni toprak altında
Zihni toprağın üstü
Genişletilmiş gecelerde
Korkmaktan korkmak gibi.
Göz kapakların uykuya ve ölüme direnir.
Yokluğun varlığına katlanacak ey Gelecek
Eski zamanlar bilge ve uzun bir gecedir.
Genişletilmiş zamanlarda,
Bitmeyen gecelerimizde,
İçimizdeki müzik evrenseldir
Sen söyleyinceye kadar
Yıldızlar gibiyiz
Gündüz göremiyoruz
Gece yıldızlar gibi çoğalıyor,
Çoğalıyor ve Sonsuzlaşıyor gecem.
Genç ve yaşlı birlikte
Öncesiz ve sonrasında
Zamanı ödünç alıyor ölümden
Ben ihtiyarın gencini Biliyorum.
Sen gencin ihtiyarını biliyorsun.
Benim geçmişim senin geleceğin
Senin geleceğin benim geleceğim
Bu müzik asla bitmeyecek.
Tarla kuşum sustuğu an
Sen müziğe devam et.
Gecelerin senle yaşlandığında
Kaç yıl ve kaç gece yaşadığın değil
Neyi yaşadığını sen anlatacaksın
Aklında kalanlar ve defterinle sen
Geçmiş yapamadıkların,
Pekala
Gözünde akan gökkuşağı değil de
Ya biberden gözün yanmışsa
Gelecek gelmez mi sanıyorsunuz
Sessiz sinemalar ve şarlo
Radyo dünyamız..
Hiç durmadan dans eden gramafonlu kadınlar Nerdesin
Ya yazlık sinemalar,
Geçmiş Sanki kapıyı açınca içeriye girmeye çalışan kar fırtınası..
Geleceğin fantastik sevgili gibi
Onunla nefes alır ve rahatlarsın
Umut eder yarına yatırım yaparsın.
Güneş ışığı sekiz dakikada
Dünyaya geldiği zaman aslında geçmiştir.
Bizlerde gelecek için geçmişiz
Que sera sera
Gelecek hiç beleş bir şey olmayacak
İyi ve kötü bedeller ödedin.
Balçık kemiği ile yaratılmak eskidendi
Yürüyen merdivenlerin
Kendilerini dağıtması eskidendi.
Bir buket güllerin kalpsizliği ile
Deliye kapıyı ört demek eskidendi.
Rakı ile ayılan kanın
Duvarları kurşuna dizdirmesi eskidendi.
Ve dostlarımızı anar ve yanarken
Bir özlem duymak eskidendi
Geçmişten bir şeyler satın almak istedin.
Ne kadar servetin olursa olsun
Geçmişi asla satın alamazsın
Gelecek pekala bir hırsızın çaldığı bebekte olabilir
---------------
12 Mayıs 2020
Sinop
İpince, damarlar ve bağlar
Bedeni verdik uykuya
Ama o, çalıştı yine
Uyusak da
Geçmiyor şu yorgunluğumuz.
Bir iştir yaşamak
Çalışmak ha çalışmak
Ama işte
İstifa edende oluyor
Hem işten, hem hayattan
Xu gibi,
Uyusak da
Geçmiyor şu yorgunluğumuz.
Nedir bu zaman boyu yaşanılan
Nedir belki de yaşanıldığı sanılan
İki görünmeziz dostum seninle biz
Çağlarımızın ters yüzüyüz seninle.
Guguk kuşları sabahın ve akşamın
Serin ayaz saatleri köy balkonlarının
Bağrına bakarken karşımdaki dağların
Öterdi öyle, öterdi beynimin içinde.
Kimbilir ki bunun nesini, nedenini
İşte arkadaşım, tozlarız biz
Evrenden evrene, durmadan
Savrulacak olan.
Gelecekte bu ortak şiiri okuyanlar bilin istedik
Biz çoktan geçmişiniz olduk
Yalnızca uyuyan bir zihin olduk.
En azından bizim gibileri öyle
8280 gece yaşadım bu dünyada
En çok geceleri uyandım hayata
Ve kendime, bilincime yürüdüm.
Benim öyle kayda değer anlatacak
Pek bir hikâyem yok arkadaşım,
Senin geçmişinim ben
Sen benim geleceğim, hepsi bu.
"Kuyusuyuz, dipsizliğin."
................
Şimdi ben ki geçmişime ve geleceğime doğru büyüyorum
Hayat, ömrümle dans ederken
Ben zamanı araklıyorum.
Hayat pınarını içip devirmişsin
Ben ise pınara doğru yürüyorum
Benim geleceğim var içilecek
Senin pınar gibi geçmişin var akan.
Nehirleri okyanusları çekilmiştir
Dinlerde olmayan yeminler etmiştir
Coşkunluğum sadece sanadır
Canlılığım sana, yalnızca sana.
Kara saçlı, kara gözlü gecem
Uyanmaya başlıyor şimdi
Gecem ki yıldız yıldız simli
Parıldayan bir bebek gibi.
Ve anlamaya çalışmak
Bu soğuk ve karmaşık hayatı
Ölümleri ve doğumları
İşte öyledir gecem..
Sen ki evrenin annesi, ışığın gelini
Sen ki varlığın beşiğisin, şefkatlisin
Senin o bağrında kimler uyudu kaldı
Evrenler, ölüler ve hiç doğmamışlar..
Ve huzur, ışık gibi sızacak içlerine
Karanlığında ki huzuru yastık gibi
Başlarına koyup uyuyacaklar
Yavaş yavaş dinecek yorgunluklar.
Ey ezeli gecem
Yüz vermem sonlu aşklara
Gözüm senden başkasını görmez
Tövbeliyim senden başkasına..
Ben ki, senin
Her zaman senin
Gencay’ın.
--------------
12Mayıs 2020
İstanbul