AMED
RÜMEYSAH
sen, çocukluðumdun, masumiyetim
sen Bereket Han duvarlarý mazim
toz çuvallar üstünde dinginliðim
rüyam, göðüm, çölüm, denizimdin
raks eder, göllerin ýssýz akýþý
her nakýþý, hüsrana yar bakýþý
özlem tüten demden gönül kayýþý
hem caným hem cananým, cevherimdin
ayrýlýk da aþka dahil, Rümeysa
bir hayatlýk caný var ölümlerin
bülbüle uzaklar yakýn Rümeysa
bir nefeste yayýlýr gül dediðin
Rümeysa, zarftan kuþlar fezamda
gurbetimin teli kopmuþ sazýmda
deli taylar uçar durur baðrýmda
seven ruhta fren tutmaz Rümeysa
konmaz öyle her dala sev devrimi
sütü zift, balý zehir semahýnda
uzar, uzar, uzar, þeyhin gözleri
can kýnýna sýðamýyor Rümeysa
bahar gamzelerin Fýndýk burcudur
müridi, mürþid kýlar tek bakýþta
dergahýnda cerenler kuruludur
aþka dizgin vurulmuyor Rümeysa
GÜVERCÝNLER ÇARÞISI
þükran toylarýmýzýn
sesi gelir aþiret çadýrlarýndan
obamýz hayran
otaðýmýz kurban
kýl çadýrda yer sofrasý kalbin
serilmiþ razý
serilmiþ padiþahýna kadar
Nur burcunda ciðerim aðarýr
külahýna dek kufi
ebebulguru
saçlarýnda nesih yazýtlar
döþlerin kesme bazalt döþeli
mukarnas bezemeli
yazmalarca beklenen yankýlarda
kurþunlu kubbelerin
Halilviran köprüsünde hey caným
düþlerin hýçkýrýr
sazlar kavrulur
yanar sazlýklar
Nevruz neþesi saran köþelerinden
bir firak hüznü
tüttürür daðlar
kavun rayihasýna karýþýr
karpuz burcularý
aðýr çörtenlerden
bin rahmet damlar
demirciler çarþýsý orkestra
sadrý tonozla örtülü
ceylanlar salýnýr
filintalar ormanýnda
Kazancýlar Haný mürd
suskun kaya mezarlar
Sultan Þuca çeþmesinde baðrýn
baðlanýp budaklansýn
yeter ki kapýlma
çeper çaðýn aðýna
can akar yolunu bulur
yeter ki solmaya
yaþamak sevincin
iki gözümün goncesi
BERFÝNELLA
ve nazenin ruhunuz
nasýl da kendine bakan bir ayna
suyun uzanýþý gibi dere yataðýna
en tenha lambalar bile
çattý mý kavuþmalar çakmaðý
dayanamaz geceye, yakar bendini
iþte seni öyle sevmemiþtim
kalmasý bile gitmelere benzeyen
bir vefalýyý nasýl ikna ederdin ki
can kýyamýyor çýkmaya
çakýlar yeþeriyor etinde
uzuyor, uzuyor, uzuyor gözlerin
gökleþiyor yaðdýkça düþlerin
denizlerle göklerin kavuþtuðu çizgiye
þimdi aþkýn baktýðý
her yöre Berfinella
dal en çok tutunduðu çýnara kýrýlýrdý
bazý þeyler konuþmayarak
dinlemeyerek öðrenilirdi
çaða iki vicdanlý, iki yürekli gerek
öyle dað gibi durduðuma bakma
dal gibi kýrýlýrdým doðru yerden sarýnca
badem çiçekleri açan
aðaçlar gibiydi bazýlarýnýn kalbi
mevsiminde anlaþýlýr
þimdi nereye gitsek Berfinella
gözün gözü görmediði aydýnlýkta
masum bir karanlýk
yakmaktý vacip olan
gidersin, bir yarým çeyrek kalýr
oysa hüzün mutluluk Berfinella
acýlar bahçesinin
çilekeþ güllerine
Çayönü, Körtiktepe neolotik mahzun
cehennem teninde
taþar can nehrinden körpe Hasuni
alnýnda maðara serinliði
yüreðin gönülden Hira kokar
kadim þehrim topraða
sýðmýyor Berfinella
surlarýn gözyaþlarý
eritir sýrlarýn kalesini
hýçkýrýr aþkýn burçlarý
Berfinella dolar ciðerleri kentin
mazgallarýn karasýnda
yankýlanýr geçmiþin çýðlýklarý
Asur hüznü sarýlýr baðýn baðrýna
aniden bastýran
yaðmurlu bazalt kokusu
tahtýný sallar
kral çocukluðumun
aþk kaðýda sýðmýyor Berfinella
gönül sadra sýðmýyor Berfinella
hepsi geçer, kancýk kibirler
tamponu þiþkin þýmarýklar
binbir yüzlüler, alayý geçer
her zifir gömülür, üzülme
Diyarbekir kýyamete dek kalýr
iþte bunu bilmek
aþkýmýza yeter Berfinella
MEVSÝM ZOZAN
serin Anzele pýnarý
karýþýr Arbedaþ sularýna
içerin Zerzevan kalesi
yüreðinse yorgun
Hevsel kuþluklarý
baharda kengeri
yazýn dutu, eriði
gözleyen katýksýz halký
kendi kalbinden baþka
yenemez kimse
öðrenecekler Zozan
hey nava dýlê mýn
dört yaným hozan
yanýk çarþýda türkün duyulur
cývýl cývýl öter buðday pazarý
dar sokaklarda yangýn rüzgarýn
alnýma yokluðunu savurur
üstüm baþým kelepçe
aklým fikrim Zozan
viran bað köþküyüz þimdi
esamemiz okunmaz
Fiskaya þelalesi yaðanda
bir uçurtmalýk caný kalýr
filinta uçurumlarýn
gözlerinle gözlerimi býrakma Zozan
donarak can vermesin bakýþlarýmýz
susmasýn erbaneler
susmasýn çýðlýk
çýðlýða sessizlikler
konuþsun Zozan
çýðýrsýn dilsizler
GÖZLERÝN DÝYARBEKÝR
yeþil pulat pencere
yeþil sis yeþil tütsü yeþil ziya
acýlar denizinde yananlarý
hüzünler yangýnýnda donanlar anlar
dinle atmosferin bekaretini
þehid sahabelerin
mahzun külliyesinde
her çeþme bir þelale vecdin feyzinde
kuþlarýn ve taþlarýn zikirleri
erir birbirinde kadim cezbeyle
el pençe divan gölgeler
dizilmiþ kandillerde tutuþan esrar
yankýlanýr duvarlarýn teninde
sanki yer göktür, göklerse zemin
baðrýnda ashabýyla
firdevs kokan camide
diyesin ey ulu belde
þimdi hutbe sýrasý sende
kelamsýz, burgusuz
duyabilen canlara
kepenkleri indirilmiþ özlerin
marþý eser etinde
damaðýnda cevherin öbekleri
ervahýn þöleni
çarpar durur göðsünde
asude þafaklarýn nasýl da gür
sancaðýnýn fecrinde
suskulardan örülme mahþer sanki
kýyamet kýyamet yeþeren diriliþ
þahdamardýr
atar genzinde
ve lale nehridir
akar akar da taþar kaburgalardan
kadýnlar kaynatýr buðdayýný
damlara, avlulara serilen
güneþte kurutulan
çýðlýklara dönüþür dargýn bergüzar
gülünce gözleri
kuþlara dönen haminneler
týrpaný her vuruþta
Allah diyen kadim rençberler
çeliðe çifte su veren
evliya demirciler
Rahman’ýný ameliyle sevenler
can sevdaný haykýrýr
kýzýl gökte sarý hilal gözlerin
kendini daðlara vurur
serilir öksüzlüðe keçe yolluklar
kýrýlýr fanuslarý sevdamýzýn
yorgun Diyarbekir
lorîninde yeniden doðar
þimdi nereye gidersen git hicret
yanar köþklerin
yanar Hamravat
kavrulur Seman
þimdi her can biraz sensizliktir
her aþk biraz hicraniye
gitme diyor semaver
bitme diyor daðlar, taþlar, kavaklar
can kýnýna sýðamýyor Dilaram
açar dokunduðun
bütün koðuþlarda
narin nûbihar
AÞK ÞÝMDÝ ZERYA
ebaneler hasretini haykýrýr
hasretini, mahzun, hazalsý
serden geçer serdil avaþin
nazarýn nazarýma
karýþýr durur delal
gözlerin sýrýlsýklam cehennem
gözlerin zelal
dilzarýmda hivbanular yeþerir
dilaverlere dilvanlar yaraþýr
rotindalar rolêdalara
bir rojdalýk ömrü var
suçsuz kelebeklerin
bir jiyanlýk nasibi ýssýz sevenin
gönül hekimidir
gülüþün hep baharda kýraðý
ve cehennemin dibi gamzelerin
hemdemiz, nefes nefese
baðdaþýz þahýna kadar baðdaþ
ve haldaþ, sevdiðim
yardaþ, Allah’ýn aþkýna
gecekondu masumiyeti
yoksulluk berraklýðýdýr
mahcup yüzlerden okunan bozlak
tozlu tülbentlerinde nenelerin
cennet kokularýndan bir þelale
sorma nasýl, bilirim
fakirhanelerin evliya saflýðýna
yetiþemez softa burjuva
yetiþemez nazenin
baþý ustura týraþlý
hovarda peþtamal çocuklarý
kenar mahlesinde zor ýzdýrabýn
antik bir hevesi büyütür
acýlar havuzunda boy verir
hüznü boylar havuþlar
caddelerde boy gösterir
yürüyen mezarlýklar
saçaklara ayrýlýklar konar
oysa kalbin, tetik kadar dinç
namlu kadar filinta
mermilerin þarjörlere dönmeyiþi
kadar yaþlýydý döþünde
döþün ki, nerdeyse çatlayacak
þehvetin vahþetinden
döþün ki alayýna yetecek kýsrak
emzirirken ruhlarý
hey ciðeri kýnalý, güneþ yanýðý
baþtan ayaða Diyar
tepeden týrnaða Bekir
yüreði bronz kentim
sevmek þimdi zerya
konuþ ki, dilsiz iblise
dönüþmesin susmaya alýþanlar
konuþ ki mertlik bulaþsýn
korkudan geberen asalaklara
susma ki delikanlý þehrim
hayýn baþbuðlarýn
mabadýný yalayan
kýraç itlerin puþt devri
vaktidir, hitama ersin
BERÝVAN
sen, boyuna bahar, asil ve asi
sen sadece gönülde yeþeren gül
Diyarbekir daðlarýnda türküydün
Diyarbekir baðlarýnda zýlgýtlar
sen boyuna sürur ve hep özü gür
ruhun göðsüne sýðmýyor Berivan
nereye gidersen git hep yüreðim
yok maþuka aþýktan baþka vatan
gidiþin hep koþmaktýr kaçtýðýna
boranlar da üþür, gitme Berivan
gülüþün vejîna, gülüþün sarya
gülüþündü; ýrmaklar ormanlarda
gülüþünle güneþler açar þevler
gülüþünde kanatlanýr zaroklar
gülüþün rojarya, gülüþün zerya
sen boyuna sürur ve hep özü gür
Diyarbekir baðlarýnda zýlgýtlar
Diyarbekir daðlarýnda türküydün
sen sadece gönülde yeþeren gül
sen, boyuna bahar, asil ve asi
YÜREÐÝN AMÝDA
kalbin, savaþ sonrasý et kokusu
damarlardan fýþkýran kan çorbasý
kuzgunlar aynalarda
yolun gözler Amida
Selahaddin Eyyubi Cami keder kuyusu
vefatýndan beridir yoldaþ Mezopotamya
öyle cansýz, böyle lal kesiði
hey aman, durmaz yerinde
içerim paramparça
hücremin kerpiçten çiçekleri fersiz
yar çeþmesi susuz
ranzalar cehennem çukuru
Mervani yiðitler gerek þu puþtluk çaðýna
hey aman, can tutuklu
devir zor, devir cambaz, devir namussuz
zalimin mazlumluk
tasladýðý zamandýr
münafýklar yüzünden
haktan dönen gafiller
merhametli davetine muhtaçtýr
hey aman, erlik vaktidir
parýldar, parýldar nazarýnda
hýrçýn Silvan Kalesi
cildin buz cehennemi
kalk ayaða ey þehir
Nasýr-ý Hüsrev olsun yeniden þahid
düþtüðün yerden doðrul
dikil de süpür ey
namert çelmeleri
GÝYAN MEVSÝMÝ
gönül göðsün gülüydü
gülün göðsünde bahçe
tarihin mezarlýðý höyükler
anlatsýn çilekeþ destanýmýzý
gözü, deðdiði yeri
derinden deþen erler
vursun baðrýn teline
vursun döþüne döþüne
öksüz Diyarbekir’in
Dicle’nin yuttuðu çocuklar
hey yavrum hey de ne hey
aç, avaz, üryan
yetimleri ýsýtmaz hiçbir yorgan
yaþamadan bildim ki
yaþamayan bilemez
gel gör ne ateþler ne buzullarla
ölüm dansýnda leylim
içerimde, dýþarýyý hapseden
sevdan, kýyama durur
sevdan ki Amedî
sevdan ki dinmez
Cemilpaþa konaðýnda
çýðlýklar dolaþýr
çýðlýklar ki etten bir duvar
azimli antenine hoyrat gevherin
kuþlarýn uçuþurken ki
toplu kanat sesleri
giyan der durur bahçende
giyan; der, durur
BARIÞIN KEVOKLARI
Karacadað’da eriyen karýn
þelalesi duyulur Çýnar’da
Cahit Sýtký’nýn serçeleri
Ahmed Arif’in yuvalarýnda
Sezai Karakoç mýsralarý
gezer durur, hevesli
kadim Suriçi sokaklarýnda
gözlerin ki gitmez
bitkin gözlerimden
gözlerin ki kafesime can
gözlerin ki bitmek bilmez
bir çift menfez aynalarda
hücremde neþen
sözümde yüzün
güzümde közün, özümde tözün
severim zulamdan içeri
toylar, efkara döner
kabir böcekleri dolar
gariban, yaralý kederlere
Kürdistan çiçekleri sarar
Kürd çocuklarýnýn
kardeþlik türküleri haykýran
safderun yüzlerini
bu savaþ ölmeli, bu savaþ ölmeli
durun siz candaþsýnýz
bu savaþ ölmeli
bu savaþý, bu barýþ öldürmeli
düþün, ne güzel cinayet
ne civan katliam
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.