Postmodern Şiirler
Bilal Yavuz Þiirleri
UKDELA
sen, aniden yola fýrlayan bir çocuktun
gittin, olaysýz bir þekilde daðýldý içim
ne çýðlýk çýðlýða göçen gözlerin
ne aþký cinnet gibi geçiren þiirlerim
unutma, öldürdüðün kadar ölürsün
iþte, devamsýzlýktan sýnýfta kaldýn
þimdi ne yelkenleri fora gülüþlerin
ne uçurum gamzelerinde busem
karaya vurmuþ bir intihar gibi
sen, yüz karasý vefa denizinin
yeminler meclisi deðilmiþ evin
kötü halden beraat ettin
yaþayan leþlerin kundaðýnda
hayýrlý uðurlu olsun yeni yerin
ölürsem kalbimi sana baðýþlasýnlar
bir taþla nereye dek yaþanýr ki
Bilal Yavuz
ÇAÐIL
zaman harcadý ömrümüzü
asýlsýz bir ihbar gibiyiz þimdi
gülmek için mutluluðu beklerdik
gülmeyi öðrenmeden bittik
bir mezar taþýmýz bile olmadý
oysa aþk göðüsler kalbimizi
baktýðýn yer, kokladýðýn can
leblerime kalan tek tesellim
iþte ben böyle veremim
yokluðunun gözlerinden öperim
ölsek de, ölemiyoruz bizi
güle güleydik berzahtan cihana
yeni þey deðildi yaþamak
rahman için sevenler birbirini
zayi olmaz idam kasýrgasýyla
vakit süpürse de izlerimizi
ölsek de, ölemiyoruz bizi
Bilal Yavuz
MEVT
bir kez içeriyi daðýtýp gidenlerin
bir ömür ardýný toplar kalanlar
bazý sözler öyle derin ki
asýrlar alýr vurmasý kýyýya
kuþlarýn göklerde resmettiði buðun
aðlayýnca nasýl da sokak çocuklarý
nasýl da tutuþuruz birbirimize
dallanýp budaklanýrken ellerimiz
biz yükseldikçe kök salar en dibe
iki oda bir salon sessizliðimiz
atmosferim, soluduðum kadar benim
býraktýðým kadar senindim
saat, içimi yokluðun geçiyor þimdi
yaþamak, donarak bizi yitirdi
hevesten hevese çürüyen için
içimde feci þekilde can verdi
Bilal Yavuz
POTKAL
seni sussam, beni dinlesen
mekaný cennet olsa aþkýmýzýn
sarýldýk mý su gibi aziz olsak
kent durulsa, biz hiç dinmesek
oysa en gazel yanýmdý gözlerin
meçhul gidiþlerimin faili eylül
hiç güleceðim yoktu uzaklýðýna
gereði düþünülmedi kalbimizin
‘için neden bu denli derin’ derdin
seni daha büyük gömebilmek için
þimdi o kadar içimdesin ki
dýþarý çýkýp göresim yok bizi
altýmýzdan buz gibi kayýnca terkin
ne bir ceset gibi sallanan yüreðim
ne ruhunda zerre kadar kalan þey
al mektubunu, hayatýmý geri ver hadi
Bilal Yavuz
AHRAZ
yokluðuna bitiyorum sevgili
gözlerin içimin boy aynasý
çocukluðum bile yaþlandý
seke seke terkederken beni
unutsam da, özlüyorum seni
þafaðýna çektiðim umutlar
þakaðýma biriken kesiklerdi
yaraydýk, kabuk tutmuþtuk bizi
gözyaþlarýndan görünmüyoruz þimdi
kesik bir baþ gibi yuvarlandý aþk
hayýrsýz bir evlattý yaþanan
neden hep geliþine vurur hicran
ömrüm, þimdi nasýl sýðar hayata
meðer altýnda ýslanmak isterken
ne çok deðmeyen varmýþ hayatta
kucaklayýp herkesten sakýnacakken
savrulup çamur olan
ki hayat, ömrüme diz çökecek bir gün
insan her gün kopar mý ayný kýyameti
sen, takýlýp düþtüðüm gökyüzüm
yeryüzüne nasýl sýðdýrdýn bizi
aramakla verdiðin son nefesi
çürüdü ömrümün akciðerleri
yine bastýrdý yalnýzlýðýn mahþeri
unutsam da, özlüyorum seni
Bilal Yavuz
ÝNTÝZAR
insan bir kez kaybeder onurunu
‘satýlan mal geri alýnmaz’ çünkü
hep yükseklerdeyse gözlerin
alçaklýðýndan yüreðinin
eyvallah, pahabiçilemezdin
çünkü beþ kuruþ etmezdin
sustuklarýmý bilseydin
dudaklarýný telörgüyle dikerdin
nedir kavuþmak dediðin
terkedilmiþken yataklara
yorganlar dönüþmüþken yaraya
sen, aþkýn hakkýný vermedin
ki aþk, öyle kör bir belde ki
tersinden yakan çoktur cigarasýný
ve ansýzýn süzülen bir söz yaþý
yalancý baharlara aldanan için
bilinçsiz tüketen bir kanser hücresi
gibi yuttukça yuttuk cinayetini
iþte bir hayal daha kursakta kaldý
ve bir hayatýn daha sonuna geldik
oysa , bir çift yürektik martýlarýn sýrtýnda
sen martýyý sýrtýndan vuruncaya dek
meðer közünde varmýþ firariliðin
sevim, haram olsun sevgisizgilim
Bilal Yavuz
KALENDER (NAAT)
seni bütün dillerde anmalýydýk
adýný hýçkýrýnca bir yetim gül
ruhumuzun direði sýzlamalýydý
ki kuþlar, bizi göç gibi duymalýydý
çiçeklerin cânýný koklardýn
sadrýnda evrenin kalbini dinlerdin
kýyafetle biçilmezdi tevâzûn
tevâzûna göreydi esvâbýn
sadeliðindeydi en azim görkem
ünvanlarýn makbertaþýnda dahi
konuþtuðu bir miad potasýnda
önümüzü göremezken ýþýktan
seni, ey ibrahim duasý, seni
doðal bir þeydi artýk: anlayamamak
oysa sen varken yâ sevgili
kardeþ soymaz kardeþi, giyerdi
seni bütün yaralarda hissetmeliydik
hilmin, fetânetin dolmalýydýk
ismetin, risaletin kokmalýydýk
yâdýna halel getirmemeliydik
heyhat ki, emaneti koruyamadýk
Þair Bilal Yavuz þiirleri
VETO
þiir demledim, ýsýnsýn içimiz
bir ilham yak ‘hard’ günlerin üstüne
ruhundan habersiz ruh çaðýran
cesedi yetmezmiþ gibi kürk giyen
anlamaz ferþi taca atan derviþten
neyin içine bak, ney içine baksýn
ney gibi büküldükçe çýkmazsýn
ey halkým, ihracatýyla artýðýnýn
ne silahlar üretilirdi bilsen
ki þimdi geçirmezdik panik atak
ötürü moskoftan, haçlýdan, yahudiden
câný yumuþakça çekilen baharýn
baþýný taþtan taþa vuran nehrinin
uçurumdan atlarken ki nezaketi
kývranmayan açmaz esrârý güllerin
neyin ifadesidir NATO için
‘kimyasal yoksa çocuklar ölebilir’
Bilal Yavuz
YAÞAMA ODASI
gösteri bitti, daðýlalým, oysa kavlamaz
çýrpýndýkça içine çekildiðimiz sevi
en heyecanlý yerinde gelirken ýþýklar
oysa yaranýn bile kabuðunda vitamin
ve her þeyde yürekçesine çarpan o çaðrý
‘haydi ahret yolcusu kalmasýn’
bu da kainatýn Hipokrat yemini
demirleri ýsýrarak hayatta kalan
bir maden iþçisi kadar fütursuz
ironik davetiyesi ölüm aðabeyin
karla karýþýk yaðan þeyler gibi ve benzeri
inadýna aðzýndan yaþam fýþkýran koçlar
seyfullahtan baþkasýna boyun eðmezken
bu yüzden çeliþki addedilen intizam
bu yüzden, göze göz, kýsasta hayat var
ne çok patron var, çizmelerden batak
alemin katre-i matemi dünyada
çývlayan alaþýmlar, hozalan iltimas
haylanmaz tüneyiþler, raptedilmez fokuslar
belki duyduðumuzdan öte ‘biraz sessizlik’
belki sandýðýmýzdan daha beride sesler
duvarlarýn yüzünde ‘önce iþ güvenliði’
erkek olursa Soma, kýz olursa Somali
inan hiçbir þey bildiðimiz gibi deðildi
ÝÐFAL
biraz da uçurtmalar uçursa elimizi
uçurumlar kendini sarkýtsa üstümüze
kaleciler yatýrsa ters köþeye forveti
uzaktan atýlan üçlük beþliði hak etse
hep dersini alan fekat hiç sýnýfý geçmeyen
nayýr, nolamaz çaðýnýn tilkileri
aslaný devirme hayalinden vazgeçse
bizde ‘eller yukarý’ dua için olsaydý
þerif cemaatten önce camiye varsaydý
binalar kubbelense, Redkid takke taksaydý
imamdan animasyon karakteri çýksaydý
hiç deðilse Türkiye cennete dönerdi
görüyoruz mamafih ikna olamýyoruz
ve ciðeri kapýyor eleþtirmen kediler
kendi ruhuna dahi yorumsuz yorumcular
köþe kapmaca oynuyor ikbal üzerine
asýl karambol tahtýmýzýn rahat gelmesi
hakemi aldatmaya yönelik harekat
gözleri beynine dönmüþ mantýk evlileri
kalbini baðýþlasa müþterisi çýkmazlar
gel vatandaþ hepsi bu piyasada
HOZAN
ölünmüyor yaþanmadan ölüm dahi
böylesine kudururken yaþarmak
aþkla örülmüþ çocuklarýn genzinde
eprimiyor, kanýrmýyor, ýrgalanmýyorsa
tekeller, diasporalar, faiz lobileri
mutluluðun özlediði þayan yüreklerde
nesli tükenmekteyse umut çiçeðinin
kardeþim, günümüz gelmiþ demektir
bombe verip düþlere, ýrgatlaþarak
þahadetten pýhtýlanmýþ bu vataný
yeniden hükümdar kýlmak hüküm sürenlere
bize miras kalan tek vasiyettir
insanlýk, engin caddelere sýðmazken
dar sokaklarda refah içinde koþarken
bir nefhaya bakarken domino taþlarý
Kanuni’nin yüreði Zigetvar’da atarken
belki de sanýldýðý kadar zor deðildir
kýyamete hazýrlanan cihancýðý
daha karizma çöküþ için yapýlanan
gökdelenleri, savaþ cihazlarýný
Hakk’a boyun eðdirmeden, ölmeyeceðiz!
Bilal Yavuz
RÝCA
metal bulutlardan yaðan fosfor öcüleri
yavrusunu kanýyla emziren anneler
bültenlere çýkmadan hatýrlanmayan ihvan
birbirine taciz ateþi açan komþular
gülbanksýz caddelerde küfrün marþlarý
insan içine çýkamayýþýmýzdan
bu kadar çok araba / bu denli gür
kriptolu evlerin kozmik odalarýnda
geleceðe üflenen trajikomik masallar:
dýþarýnýn röntgenci gerçeðine
tepeden bakan selvi boylu robotlara
katilden çok yatmayan fesatçýlara
asosyallikten devleþen sosyal medyaya
yaþlanan toplu mezarlara aldýrmadan
son kullanma tarihi gibi geçen bu müddet
lahdi alkol gibi unutturan bu jön devinim
bu takipsizlik kararý refleks vicdanlarýn
bu havuz medyasý doðallaþan günahlarýn
servis etmeden önce bizi çatacak güne
‘keþke biraz ölmesek’ / Rabbim biraz miras
Azýcýk hidayete getiren þiir lütfen
ATEÞ BÖCEÐÝ
bu dünya bir bant kaydýdýr sayýn abone
eksik çevrildiysen lütfen tekrar dene
þu kuru ekmeklerimiz bile
beyzadeler ardýndan aðlarken
Leyla, bizim mahallenin ne haddine
Hakk’tan Hakk olduðu için korkmayan
seni sen olduðun için sever mi
baþlamadan emekliye ayrýlsak
faizden uzak durabiliriz belki
zamanýn barbileri pek tefeci
zamanýn barbileri, zamanýn
yalancý baharlarýn körpesi
cehennem kucaklarda; bir günlük kelebek
acýktý mý evladýný yiyen annedir
hazýmsýzsa anne çiðner, iyileþir
þuna da benzer; ateþle dansý seven
azim bir hadis-i þerife raðmen
-hani bizlik bi durum yok amaa! etekleri
ayaðýmýza dolanmasa iyiydi
ÇIVGIN
sýhhate bakmaya gittik, yerinde yoktu
dumandan bir kement attýk keder üstüne
fazla kiloluyduk, kaldýramadý bizi
uðruna bülbüllerin solduðu: solmayan gül
acep bir yer verir mi bizim gibi dikene
hu hu, kimse yok mu, elma dersem çýkma
hani sözünden çýkmaz ya topraðýn çiðde
ne afet! tanýmadýðýnýn seni sevmesi
karþýlýksýz çýkan bir açýk çek deðilse
düþtü mü ilk çifteyi hayran basar idole
müminin mümine duasý böyle mi
onca saðanaðýn hatýrý var üzerimizde
belki kýsa makbul hastanýn da ziyareti
morgdan misafir odasýna dünyanýn
meðer insan da muhtaç yeniden doðmaya
ya Rabbi ne aziz ikramýn þu tövbe
odam gibi darmadaðýn bir þiir yine
URAÐAN
uçarý göveriþler, nobran taþralar
arklarda, erklerin canhýraþ sayhasý
uyruklarda domuran devinimi nisyanýn
belgin kanýtlarýdýr yargýcý infazlarýn
hunharca ayýranlar buðdayý baþaðýndan
kellesi gövdesine aðýr aymazlara
tabi ki cezayý kesecektir
çünkü urgan, çopur derbentlerinde tarihin
deðer kaybetmeyen tek birimdir
mihrabsýz mihraklar, kekre mihverlerin yaðý
göynüyen saçlarýný parlatan kalay
-herkeslerin, herkeslerin, herkesler
kendi kürsülerini çifteleyen-
ölüm triplerine giren konfor piçleri
ednadýr sarih gazý çekenden
oysa iðfali ifþaydý hannaslarýn
ayandý düðümlere üfleyen kadýn
gerilmiþ tüylerin ürperten dürtüsünde
doru ýþklar zamanýdýr muskalarda
ardaklarýn dahi potkal armonisine
kulak vermektir rahmetin sýrtlanýþý
raðmen bodur fassallar, bukaðýlar
utkular; budandýkça çoðalacaktýr
Bilal Yavuz Þiirleri
DEKADANS
çarmýhlarý çarmýha germeliyiz kardeþim
yürek tokluðuna hösnüyen güdümleri
gömmeliyiz çanýna ve tel örgüleri
zambaklar açmalý çaðlayan çavlanlarla
dölekçe kývrýlmalý kavkýlar kahralarda
savlet, mukarrer akýbetiyken sýrtýmýzýn
sözün dizini kýrýp ýhtýrtamayýz
oysa ayarlýydý saatler mayýnlarda
gümlemek istiyordu aðlama duvarlarý
gövdeleri sýkan sýð tesettürler bir dem
yapýþmaz mýydý terli boðazlara
demez miydi –neden þerre harcadýn bizi!
hesabýn sormaz mýydý rüküþ modelden ati
maktül istikbalin katil ninelerinden
kurþunlarý kurþunlamalýyýz kardeþim
idam mangalarý berkitemez bendini
öyle bir reform kaynatmalýyýz ki
fýtratýna dönmeli normlar hiyerarþisi
kimyamýz öyle bir füzyona uðramalý ki
gümraheksperler daha bir özünden geçmeli
kaðþayan harmanlar, artýk püskürtülmeli
Bilal Yavuz
UKDELA
pencere kenarýmýzdan sýzan soðuktun
sýmsýcak bir buzul çaðýydý adýn
asýrlardýr yokluðuna aþýndýk
bu yüzden hüzzam bir harita çehre
restore sütunlarda harabedir define
tenhayýz, uðrar çoðaltýrsýn diye
bir hayat ki sessizliðinden örülme
fýþkýrýr elpençe divan harflerimizden
ne Kudüs kaldýk, ne Baðdat, ne Kahire
sýra Ýstanbul’dadýr, Amed, Medine, Mekke
boynumuzda Tahran, Beyrut hançeri
yine de fidanlar ekeceðiz tanklara
güller açacak telörgülerimizde
kýþýnla göðerecek örselenen yanlarýmýz
kana raðmen bu fütursuz simetri
kanýrtýlmaz, edilemez deforme
öyle bir yanký ‘olcaz ki!’ acunda
‘kalmýycak!’ ulaþmadýðýmýz Tur
çünkü yakamýzda ‘Sabah Yýldýzý’
yükseldikçe fevke, kök ‘salýcaz!’ derine
çünkü heyelanlar bize ancak
‘sen benim ifadem ve hýzýmsýn’ kamçýsýydý
ÇAÐIL
yün çiðneyen, keçeyle güreþen efelerin
nasýr tutmuþ düþlerini bilirim
iffetini kilimlerle dokuyan kýzlarýn
bükülen beli, tutulan dizidir yerim
ben hasret, hasret oðlu hasretim
anadolunun baðrýna çöreklenen
cihanýn en ilahi ittihadýnýn
hayaliyle kadim ocaklardan tüten
naylon toplayan sabiler benimle
sökecek sadrýndan sahte yürekleri
mezopotamyadan tuna boylarýna
orhun vadisinden kýzýldenize ezgim
dinmeyecek kýyamete deðin
ben hasret, hasret oðlu hasretim
yapraðýn ezilirken bestelediði
nesli tükenmeden mücahidlerin
kerbelada doðdum, ayasofyada öleceðim
BUMERANG
taþlar, saf tuttukça duvar tufana
taþlar, þahitti nemrutlara, karunlara
taþlar vardý, içinden ýrmaklar geçen
taþlar vardý, Allah havfýndan düþen
beton dahi yazlarý ýsýnýrken
taþlara hakaretti bir gaddar kalbi
arþtan bir ihtar gibi arza düþen
camilerden þehadet parmaðý gibi kalkan
mübarek karýnlara baðlanan
o saat çattý mý dile gelecek olan
taþlar, döndürecek fabrika ayarýmýza
gerilince ebabil kanatlarý azmin
deccal mancýnýklardan kýyamet kusan
taþlarýnýz, dolaþýp bulacak sizi
OTOBÝYOGRAFÝ
ben, evi taþlanan, kepengi indirilen
iflas ettirilen babalarýn evlâdý
aranmayan, sorulmayan, fiþlenen, dýþlanan
seçim sezonu kapýsý durulmayan
doðuda hain, batýda hor görülen
okumaya gitti mi gurbet ellere
kimliðini çekinerek açýða vuran
kavmini söyledi mi yüzler buruþturan
cemaatte kaldý mý köle bilinen
minnetle burs verilen, ben, müslüman kürt
uzman faþistlerce kökeni yok sayýlan
benden kebir hasmý bulamazken PKK
terör örgütlerinden mesul tutulan
ben,doðmadankaybeden,ölmeden kazanan
dünyasý dar geldikçe, ahreti enginleþen
sabreden, sabreden, sabreden, sabreden
DEKLARASYON
uzaylýya duyduðu ilgi kadar NASA
umursamaz mazlum dünyalýlarý
ne petrole duyduðu güven kadar OPEC
ne marshall, ne molotof! Allahýn planý!
fenne feda etmez insanlýðý
kahkaha koparan diplomasilerden mi
beklenir evrensel çözüm süreci
tükürün o halde Akif aðzýyla
batýnýn barýþ adlý savaþýna
tükürün kapalý kapýlar ardýnda
kahpelerin kanlý açýlýmýna
baronlar! meydana çýktý aðababanýz!
asit kuyularýyla edilmez örtbas
ve siz, gezi parkýnda yaþayan toplu mezar!
devrilin! milletten ‘kadife’ yumrukla
#dahaçokiþimizvar!
ÇINGI
gelinliði kefen olan bacýlarýn
gökkuþaðýný baðlar erkekkardeþler
gözyaþýnýn soðukkanlý üslubu
yangýnkopan yüzler için bir þeydi
kollarýyla burnunu silen yetimleri
sarinleriyle yaþamdan silenleri
cehennemle silecektir Rableri
O ne güzel ne hijyenik silendi
ya kömürün kiri sil sil biter mi
cihan haritasýnda dahi avrupa
afrikaya uzanan bir vahþiydi
adalet baþtan kaybetse de indinde
çekiþmeli sakýz satan yavrularýn
ümit vardý hâlâ bizim için
çünkü ümitvardý
DEMBESTE
bir kez içeriyi daðýtýp gidenlerin
bir ömür ardýný toplar kalanlar
bazý sözler öyle derin ki
asýrlar alýr vurmasý kýyýya
þimdi satýrlardan sadýrlara
saflýðýn saati doldu sayfalarda
hayatým donarak beni yitirdi
felç hislerin buzul sokaðýnda
yaþama özürlüler kuþatmýþ kenti
sana hicret ediyorum yar
ey muhacir yüreðime candan ensar
gel ki / soyu tükendi bülbüllerin
Bilal Yavuz
ÞEYTAN ‘TAÞLAMA’
harfleri ciklet gibi patlatýp duran
lafbazdan sorulur sözün israfý
affetmez ne tarih ne hakikat
içinin leþini havalandýrmasýdýr
tüm yaptýðý bir lügat cambazýnýn
kul hakký, okurdan çaldýðý zaman
açken yutulan, kusulan tokken
bu her yerde kavþak tutmuþ yavþaklardan
dolayý çokça dertli çokça efkar
dokunsan aðlayacak bulutlar
ancak veremden gidecek yedi iklim
sýrtýndan vurulmadan yýkýlmaz surlar
GÖRÜR GÝBÝ ÝBADET
bir bankta iki yabancýyýz þimdi
yapraðýn ezilirken bestelediði
huþumuzu dinlemeli kainat
onu dinlediðimiz yetmedi mi
dicle bir yankýdýr gezer surlarda
burçlarýn bizi duyma zamaný geldi
her þeyi yaratmayan ama her þeyi
bir tek þey yaradamaz sevgili
hayýrlýdýr yarattýðý þer dahi
meleklere fark atmamýz için
razý olmaz aþýðýnýn zayiliðine
durma O’na bakalým, tut ellerimi
Bilal Yavuz
qÖR
hakikate gözünü yumdun diye sen
güneþ istifa etmez güneþliðinden
yine tozdu fikirler dava nurunda
âþýklar ölüp ölüp dirilir aþkta
budur cehennemin cenneti fezada
cihan maðarasýnda yarasa kalan
müstahaktýr yokluðun varlýðýna
güneþe arkaný döndün diye hey
sabahlar usanmaz leyâli boðmaktan
TETANOZ
iki ayna, karþýlaþýnca bir yolda
birden, belirir içiçe uçurumlar
kaldýrmaz bu adrenalini, dünya
ne ihtiyar, bir müminin yanýnda
baþkasýný kendine tercih etmek
tanýmsýz, bir cisimdir robotlara
yaz kýzým, gereði düþünüldü
-karanlýkta paslý çivi yutmaktan
feci þekilde can veren insanlýk
kürek cezasýna mahkum edildi
kendi mezarýný kendi kazmaca-
bir tek aynalara iþlemez kara
þems geldi mi, ilk günkü tadýnda
Bilal Yavuz
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.