MENÃœLER

Anasayfa

Åžiirler

Yazılar

Forum

Nedir?

Kitap

Bi Cümle

Ä°letiÅŸim

Özlem Şiirleri
Bilal Yavuz

Özlem Şiirleri







DÝYARBEKÝR
ÞÝÝRLERÝ




Bilal Yavuz
Hira Yayýnlarý









AÞKIN ÞEHRENGÝZÝ

ne canlar yakmýþ Ýç Kale
sararmýþ resimlerce
mahzun Viran Tepe
bereli havuþlarda tükendi nesli dinçliðin
bir küf tutmuþ muskalar
bir keder karasý bazaltlar bilir
nerden nereye solmuþ
yetim Diyarbekir’im
nerde kimi ölmüþ Yedi Kardeþ burcu sesin
birden düþersin akla
baþým gözüm ýsýnýr
Eski Cezaevinde yel ýslýklarý küsülü
Aslanlý Çeþme þimdi kýraçlýkla kýnalý
kenti çoktan terk etti
Hamravat Selsebili
bir kuyu kendine düþer canýmýn tenhasýnda
eyvanlar serden geçip durur ciðer saatinde
bir sensizliktir gider
bin sessizliktir gelir
açýlýr çaký gibi Fetih Kapýsý
yeni baþtan çevik Fatihine
tel örgüler kuþ olup uçuþanda
belki deðeriz yine
On Gözlü köprüsünde bakýr düþlerin
yangýnlar gömülü
Süleyman mertliðinde
bir zaman abdestsiz çarýklarla
doluþmaya utanýlan Sur
þimdi hangi hakirliðin mahzeni
abdal damlarýmýzdan maðrur çatýlara
taþlarýn boþluðunda zemheri
cehennem lokmasý kursaðýnda


avlularda tükenmiþ
dut çiðdeleri baðrýn
boynu bükük nergizlerin saksýlarda
vurulmuþ haremlik
dökülmüþ selamlýk
kalmýþ Deliller Haný
cinnete bir soluk
kýrýlmýþ mezarlarda buruk kuþ loklarý
hanayda kumrularýn
su kadehi burulmuþ
kararmýþ bahtý fildiþi kalkerin
namusun narin beli bükülmüþ
durgundur Mesudiye
argýndýr Ulu Cami
yorgundur Dicle Kapý
fýtratýna dönme günü Kýrklar daðýmýn
bir þehir ki töresidir
nice kýtalarýn hey
selsellerin uðultusu serdaplarda
tulumbalar hasretinle taþmaktadýr
Þeyhandede þelalesi
hazan olup yaðanda
ahþab nar çiçekleri
sülüs hatlarý mevsim
nakþetsin sevdamýzý Gelincik daðý
yüreðine hadisler mýhlý Nebi cami
Asur kalesinde kral mezarý baðrýn
gözlerin gözlerimde dilsiz Malabadi
ve paygamber kabrinde
öksüz yara salardýk
gýrtlaktan revaklarýn karanfil sokaðýnda
umudun umudusun
çeyizlen Diyarbekir


DÝLÞA

poyraz yanar, kandiller üþür
Nupelda
suna boynun yaslar dað eteðine
yýldýzlarýn kaydýraðý var bu gece
dokunsan
aðlayacak ceylanlar
tavþan, yavrular aþkýna cesur
arslan, yavrular aþkýna ürkek

ve bakýþlar
çýðlýk çýðlýða kuþlar
yokluðun, boðazda kement
bakýþýn, nasýl da çatal
deðdiði kalbin etini delen
acemi, rafine
boyunca usul

baðýrda dalgalar kayalýða vuranda
diyar gözlü
bekir yürekli
filinta baharlar birikir yeldama
gurbetin, hançeremde kelepçe

ranzamda, kahýrdan darmaduman
aðarmýþ anlýklar, gurbetin
maral titrekliðinde, soluk soluða
bir cezbeden yadigar
bahadýr, külhani yakalardan
ve mahzun
namus burcu
niyetli, meçhul denen ferdalara


umutma Evîn
gevherin kýþlatma
avlularda serpilen gonceler hatrýna
kenar mahlesinde dar bulvarlarýn

gül hevesler kurutmuþ
baþý hep ustura týraþlý
oðullar etmez hayýnlýk
yokluðun ebubekir dostluðuna

çünkü yaþamak bu küllüklerde
dakik bir vaiz kuzulara
ve sýtmalar
ardýn sýra kan ter
ardýn sýra tutuklu, kýsýk

iner gibi sürgüler hücre odaya
görüþ günleri ýssýz
volta demleri öksüz, dýmdýzlak

cehennem kesiði gerdanlar namýna
hiç deðilse düþlerim, boran
savur çeltik yaylana
pamuk ovana

savur da kýyýlsýn inceldiði kuþeden
aþiret bozkýrlarý çocukluðum
divane daðýn doruðundan tütsün

vakarlý can umular
körpe yarýnlarýmýz




AMEDYA

ranzalarda Anzele serinliði
Arbedaþ Kapýsý
yüreðin dolar
Nasuh Camisinde Ömeroðlu
Nasýriye Kalenin Halidoðlu
bize Amedyalý derler hey cano
mazluma safdil
namerde sarraf

þimdi ne Küpeli ne Dýngýlava
Diyarbekir bir ceset aramýzda
akar akar Hamravat
çehremizin kederinde
taþar yüzlerin
emekçi coðrafyasýndan
masum, maralsý
Kürdistan gülleri

ürkek avlu mýrnavlarý
ceylansý hafýz kýzlar
kadim Zinciriye
kokar çocukluðum
Benusen burcunda sesin
girer düþlerimin rüyasýna

hatýralar deþer
hatýr yarasýný
Hançepek türküsü yakar
babasýnýn ciðeri filintalar
öksüz içerin
Zembilfroþ dumaný


sürgüler çekilir
durur hücremde
tütsüler doðurur
yetim Bircuþah
kaynatsýn ahýmýzý
dadaþ Haburman
saðsýn zor hüznümüzü
aygýn Malabadi

kurþunlanmýþ can Kurþunlu
Dört Ayaklý minarem
dört ayaðýndan vurulmuþ
öyle bir zelzele
ki çetin gidiþin
Mesudiye sütunlarý oy
gayrý yerinde durmaz

Parlý Safa Minaresi gibi dimdik
ömür kavgasýný
verir hep kalanlar
dam loðu, et taþý
bulgur deðirmeni
bir destandýr burada yaþamak saati

Fiskaya Þelalesi
hazan olup yananda
gör nasýl
yeniden yaðarým
diþimle týrnaðýmla loy loy
bir daha bulunmaz böylesi
gazel ölen
bizi, bizim gibisi



ROZERYA

yüreðin Hilar
maðarasý gibi serin
yüreðin daðlarcasý
gariban, ýssýz
söyle sen hangi
boranýn meltemisin
yanar dudaðýnda karanfil tütün
yanar da verir
sýrtýný Kýrklar suruna

ellerin kelepçe ellerin zozan
gözlerin zor kafesler
gözlerin zilan
içerin Kralkýzý içerin mahzun
alýngan, kuðumsu
hançerem hançerli
suskum sahipkýran
bir masum pusuda tahtýrevan

söyle ben nereye gideyim Rozerya
gel de gör içim dýþým Amedya

yaþmaklara yaþamaklar doladýn
Rabbinden razý
sesin papatya devrimi
sesin ardýnsýra zýlgýtlar
körpe nazenin
daha kaç mendil
sarsýn yangýn kederini daha kaç
ahraza bürünecek
cývýltýsý sabilerin


gel de izle Rozerya
aþklar þimdi bir mumya omuzlarda
tepiþirken fevkinde
þýmarýk firavunlar
aziz bir þehir yýkýlýyor altýnda

hal böyleyken hasmýna kýlýnç
olsan da duramazsýn içinde dimdik
çökersin soylu
sevdiklerin aþkýna
biz þimdi sensiz
boyuna çöküþ
biz þimdi gözlerinsiz
antik tohumduk

bak da yeþert Rozerya
Diyarbekir hayat ister baðýnda
yeniden nefes almak
biz ki yorgunluklar halký
gürleþirdi alnýmýzýn teriyle
ceddimizi saklayan aziz toprak
çocuklar eker
filintalar yeþertirdik yýlmadan
usturalar kayarken ensemizden
bükülmezdik usulca

ata yadigarýydý mesleðimiz
yüreðimiz haykýrýr gözlerimizde
canýmýz o parola
yakýl ama yýkýlma
söyle susma söyle Rozerya
yitik insanlýk
hangi daðýn ardýnda


RÜMEYSAH

sen, çocukluðumdun, masumiyetim
sen Bereket Han duvarlarý mazim
toz çuvallar üstünde dinginliðim
rüyam, göðüm, çölüm, denizimdin

raks eder, göllerin ýssýz akýþý
her nakýþý, hüsrana yar bakýþý
özlem tüten demden gönül kayýþý
hem caným hem cananým, cevherimdin

ayrýlýk da aþka dahil, Rümeysa
bir hayatlýk caný var ölümlerin
bülbüle uzaklar yakýn Rümeysa
bir nefeste yayýlýr gül dediðin

Rümeysa, zarftan kuþlar fezamda
gurbetimin teli kopmuþ sazýmda
deli taylar uçar durur baðrýmda
seven ruhta fren tutmaz Rümeysa

konmaz öyle her dala sev devrimi
sütü zift, balý zehir semahýnda
uzar, uzar, uzar, þeyhin gözleri
can kýnýna sýðamýyor Rümeysa

bahar gamzelerin Fýndýk burcudur
müridi, mürþid kýlar tek bakýþta
dergahýnda cerenler kuruludur
aþka dizgin vurulmuyor Rümeysa




GÜVERCÝNLER ÇARÞISI

þükran toylarýmýzýn
sesi gelir aþiret çadýrlarýndan

obamýz hayran
otaðýmýz kurban

kýl çadýrda yer sofrasý kalbin
serilmiþ razý
serilmiþ padiþahýna kadar

Nur burcunda ciðerim aðarýr
külahýna dek kufi
ebebulguru

saçlarýnda nesih yazýtlar
döþlerin kesme bazalt döþeli
mukarnas bezemeli

yazmalarca beklenen yankýlarda
kurþunlu kubbelerin

Halilviran köprüsünde hey caným
düþlerin hýçkýrýr
sazlar kavrulur
yanar sazlýklar

Nevruz neþesi saran köþelerinden
bir firak hüznü
tüttürür daðlar




kavun rayihasýna karýþýr
karpuz burcularý

aðýr çörtenlerden
bin rahmet damlar

demirciler çarþýsý orkestra
sadrý tonozla örtülü

ceylanlar salýnýr
filintalar ormanýnda

Kazancýlar Haný mürd
suskun kaya mezarlar

Sultan Þuca çeþmesinde baðrýn
baðlanýp budaklansýn

yeter ki kapýlma
çeper çaðýn aðýna

can akar yolunu bulur
yeter ki solmaya

yaþamak sevincin
iki gözümün goncesi









BERFÝNELLA

ve nazenin ruhunuz
nasýl da kendine bakan bir ayna
suyun uzanýþý gibi dere yataðýna
en tenha lambalar bile
çattý mý kavuþmalar çakmaðý
dayanamaz geceye, yakar bendini
iþte seni öyle sevmemiþtim

kalmasý bile gitmelere benzeyen
bir vefalýyý nasýl ikna ederdin ki
can kýyamýyor çýkmaya
çakýlar yeþeriyor etinde
uzuyor, uzuyor, uzuyor gözlerin
gökleþiyor yaðdýkça düþlerin
denizlerle göklerin kavuþtuðu çizgiye
þimdi aþkýn baktýðý
her yöre Berfinella

dal en çok tutunduðu çýnara kýrýlýrdý
bazý þeyler konuþmayarak
dinlemeyerek öðrenilirdi
çaða iki vicdanlý, iki yürekli gerek
öyle dað gibi durduðuma bakma
dal gibi kýrýlýrdým doðru yerden sarýnca
badem çiçekleri açan
aðaçlar gibiydi bazýlarýnýn kalbi
mevsiminde anlaþýlýr
þimdi nereye gitsek Berfinella
gözün gözü görmediði aydýnlýkta
masum bir karanlýk
yakmaktý vacip olan


gidersin, bir yarým çeyrek kalýr
oysa hüzün mutluluk Berfinella
acýlar bahçesinin
çilekeþ güllerine
Çayönü, Körtiktepe neolotik mahzun
cehennem teninde
taþar can nehrinden körpe Hasuni
alnýnda maðara serinliði
yüreðin gönülden Hira kokar
kadim þehrim topraða
sýðmýyor Berfinella

surlarýn gözyaþlarý
eritir sýrlarýn kalesini
hýçkýrýr aþkýn burçlarý
Berfinella dolar ciðerleri kentin
mazgallarýn karasýnda
yankýlanýr geçmiþin çýðlýklarý
Asur hüznü sarýlýr baðýn baðrýna
aniden bastýran
yaðmurlu bazalt kokusu
tahtýný sallar
kral çocukluðumun
aþk kaðýda sýðmýyor Berfinella
gönül sadra sýðmýyor Berfinella

hepsi geçer, kancýk kibirler
tamponu þiþkin þýmarýklar
binbir yüzlüler, alayý geçer
her zifir gömülür, üzülme
Diyarbekir kýyamete dek kalýr
iþte bunu bilmek
aþkýmýza yeter Berfinella


MEVSÝM ZOZAN

serin Anzele pýnarý
karýþýr Arbedaþ sularýna
içerin Zerzevan kalesi
yüreðinse yorgun
Hevsel kuþluklarý
baharda kengeri
yazýn dutu, eriði
gözleyen katýksýz halký
kendi kalbinden baþka
yenemez kimse
öðrenecekler Zozan
hey nava dýlê mýn
dört yaným hozan
yanýk çarþýda türkün duyulur
cývýl cývýl öter buðday pazarý
dar sokaklarda yangýn rüzgarýn
alnýma yokluðunu savurur
üstüm baþým kelepçe
aklým fikrim Zozan
viran bað köþküyüz þimdi
esamemiz okunmaz
Fiskaya þelalesi yaðanda
bir uçurtmalýk caný kalýr
filinta uçurumlarýn
gözlerinle gözlerimi býrakma Zozan
donarak can vermesin bakýþlarýmýz
susmasýn erbaneler
susmasýn çýðlýk
çýðlýða sessizlikler
konuþsun Zozan
çýðýrsýn dilsizler


GÖZLERÝN DÝYARBEKÝR

yeþil pulat pencere
yeþil sis yeþil tütsü yeþil ziya
acýlar denizinde yananlarý
hüzünler yangýnýnda donanlar anlar
dinle atmosferin bekaretini
þehid sahabelerin
mahzun külliyesinde
her çeþme bir þelale vecdin feyzinde
kuþlarýn ve taþlarýn zikirleri
erir birbirinde kadim cezbeyle
el pençe divan gölgeler
dizilmiþ kandillerde tutuþan esrar
yankýlanýr duvarlarýn teninde
sanki yer göktür, göklerse zemin
baðrýnda ashabýyla
firdevs kokan camide

diyesin ey ulu belde
þimdi hutbe sýrasý sende
kelamsýz, burgusuz
duyabilen canlara
kepenkleri indirilmiþ özlerin
marþý eser etinde
damaðýnda cevherin öbekleri
ervahýn þöleni
çarpar durur göðsünde
asude þafaklarýn nasýl da gür
sancaðýnýn fecrinde
suskulardan örülme mahþer sanki
kýyamet kýyamet yeþeren diriliþ
þahdamardýr
atar genzinde

ve lale nehridir
akar akar da taþar kaburgalardan
kadýnlar kaynatýr buðdayýný
damlara, avlulara serilen
güneþte kurutulan
çýðlýklara dönüþür dargýn bergüzar
gülünce gözleri
kuþlara dönen haminneler
týrpaný her vuruþta
Allah diyen kadim rençberler
çeliðe çifte su veren
evliya demirciler
Rahman’ýný ameliyle sevenler
can sevdaný haykýrýr

kýzýl gökte sarý hilal gözlerin
kendini daðlara vurur
serilir öksüzlüðe keçe yolluklar
kýrýlýr fanuslarý sevdamýzýn
yorgun Diyarbekir
lorîninde yeniden doðar
þimdi nereye gidersen git hicret
yanar köþklerin
yanar Hamravat
kavrulur Seman
þimdi her can biraz sensizliktir
her aþk biraz hicraniye
gitme diyor semaver
bitme diyor daðlar, taþlar, kavaklar
can kýnýna sýðamýyor Dilaram
açar dokunduðun
bütün koðuþlarda
narin nûbihar


AÞK ÞÝMDÝ ZERYA

ebaneler hasretini haykýrýr
hasretini, mahzun, hazalsý
serden geçer serdil avaþin
nazarýn nazarýma
karýþýr durur delal
gözlerin sýrýlsýklam cehennem
gözlerin zelal
dilzarýmda hivbanular yeþerir
dilaverlere dilvanlar yaraþýr
rotindalar rolêdalara

bir rojdalýk ömrü var
suçsuz kelebeklerin
bir jiyanlýk nasibi ýssýz sevenin
gönül hekimidir
gülüþün hep baharda kýraðý
ve cehennemin dibi gamzelerin
hemdemiz, nefes nefese
baðdaþýz þahýna kadar baðdaþ
ve haldaþ, sevdiðim
yardaþ, Allah’ýn aþkýna

gecekondu masumiyeti
yoksulluk berraklýðýdýr
mahcup yüzlerden okunan bozlak
tozlu tülbentlerinde nenelerin
cennet kokularýndan bir þelale
sorma nasýl, bilirim
fakirhanelerin evliya saflýðýna
yetiþemez softa burjuva
yetiþemez nazenin


baþý ustura týraþlý
hovarda peþtamal çocuklarý
kenar mahlesinde zor ýzdýrabýn
antik bir hevesi büyütür
acýlar havuzunda boy verir
hüznü boylar havuþlar
caddelerde boy gösterir
yürüyen mezarlýklar
saçaklara ayrýlýklar konar

oysa kalbin, tetik kadar dinç
namlu kadar filinta
mermilerin þarjörlere dönmeyiþi
kadar yaþlýydý döþünde
döþün ki, nerdeyse çatlayacak
þehvetin vahþetinden
döþün ki alayýna yetecek kýsrak
emzirirken ruhlarý
hey ciðeri kýnalý, güneþ yanýðý
baþtan ayaða Diyar
tepeden týrnaða Bekir
yüreði bronz kentim

sevmek þimdi zerya
konuþ ki, dilsiz iblise
dönüþmesin susmaya alýþanlar
konuþ ki mertlik bulaþsýn
korkudan geberen asalaklara
susma ki delikanlý þehrim
hayýn baþbuðlarýn
mabadýný yalayan
kýraç itlerin puþt devri
vaktidir, hitama ersin


BERÝVAN

sen, boyuna bahar, asil ve asi
sen sadece gönülde yeþeren gül
Diyarbekir daðlarýnda türküydün
Diyarbekir baðlarýnda zýlgýtlar
sen boyuna sürur ve hep özü gür

ruhun göðsüne sýðmýyor Berivan
nereye gidersen git hep yüreðim
yok maþuka aþýktan baþka vatan
gidiþin hep koþmaktýr kaçtýðýna
boranlar da üþür, gitme Berivan

gülüþün vejîna, gülüþün sarya
gülüþündü; ýrmaklar ormanlarda
gülüþünle güneþler açar þevler
gülüþünde kanatlanýr zaroklar
gülüþün rojarya, gülüþün zerya

sen boyuna sürur ve hep özü gür
Diyarbekir baðlarýnda zýlgýtlar
Diyarbekir daðlarýnda türküydün
sen sadece gönülde yeþeren gül
sen, boyuna bahar, asil ve asi










YÜREÐÝN AMÝDA

kalbin, savaþ sonrasý et kokusu
damarlardan fýþkýran kan çorbasý
kuzgunlar aynalarda
yolun gözler Amida
Selahaddin Eyyubi Cami keder kuyusu
vefatýndan beridir yoldaþ Mezopotamya
öyle cansýz, böyle lal kesiði

hey aman, durmaz yerinde
içerim paramparça
hücremin kerpiçten çiçekleri fersiz
yar çeþmesi susuz
ranzalar cehennem çukuru
Mervani yiðitler gerek þu puþtluk çaðýna
hey aman, can tutuklu
devir zor, devir cambaz, devir namussuz
zalimin mazlumluk
tasladýðý zamandýr

münafýklar yüzünden
haktan dönen gafiller
merhametli davetine muhtaçtýr
hey aman, erlik vaktidir
parýldar, parýldar nazarýnda
hýrçýn Silvan Kalesi
cildin buz cehennemi
kalk ayaða ey þehir
Nasýr-ý Hüsrev olsun yeniden þahid
düþtüðün yerden doðrul
dikil de süpür ey
namert çelmeleri


GÝYAN MEVSÝMÝ

gönül göðsün gülüydü
gülün göðsünde bahçe
tarihin mezarlýðý höyükler
anlatsýn çilekeþ destanýmýzý
gözü, deðdiði yeri
derinden deþen erler
vursun baðrýn teline
vursun döþüne döþüne
öksüz Diyarbekir’in
Dicle’nin yuttuðu çocuklar

hey yavrum hey de ne hey
aç, avaz, üryan
yetimleri ýsýtmaz hiçbir yorgan
yaþamadan bildim ki
yaþamayan bilemez
gel gör ne ateþler ne buzullarla
ölüm dansýnda leylim
içerimde, dýþarýyý hapseden
sevdan, kýyama durur
sevdan ki Amedî
sevdan ki dinmez

Cemilpaþa konaðýnda
çýðlýklar dolaþýr
çýðlýklar ki etten bir duvar
azimli antenine hoyrat gevherin
kuþlarýn uçuþurken ki
toplu kanat sesleri
giyan der durur bahçende
giyan; der, durur


BARIÞIN KEVOKLARI

Karacadað’da eriyen karýn
þelalesi duyulur Çýnar’da
Cahit Sýtký’nýn serçeleri
Ahmed Arif’in yuvalarýnda
Sezai Karakoç mýsralarý
gezer durur, hevesli
kadim Suriçi sokaklarýnda

gözlerin ki gitmez
bitkin gözlerimden
gözlerin ki kafesime can
gözlerin ki bitmek bilmez
bir çift menfez aynalarda
hücremde neþen
sözümde yüzün
güzümde közün, özümde tözün
severim zulamdan içeri
toylar, efkara döner

kabir böcekleri dolar
gariban, yaralý kederlere
Kürdistan çiçekleri sarar
Kürd çocuklarýnýn
kardeþlik türküleri haykýran
safderun yüzlerini
bu savaþ ölmeli, bu savaþ ölmeli
durun siz candaþsýnýz
bu savaþ ölmeli
bu savaþý, bu barýþ öldürmeli
düþün, ne güzel cinayet
ne civan katliam


SERHÝLDAN

ýslýklar, çýðlýklara karýþýr
kan kusar Zilan Deresi
kafataslarýnda beyinler erir
patlar yürekler kafeslerinde
hasret tüter Tendürek
zulüm taþar süngüler
iblisin demir kartlarý
biçer masumlarý, deþer rahimleri
beþikte bebeleri, kimsesiz pirleri

gýrtlaðýna kadar ceset
ah dolar Zilan Deresi
þimdi nereye gitsen aðrý
þimdi nereyi görsen acý
hýçkýrýr mitralyözler
namlusunu mazlumlara çeviren
þeytancýklar yüzünden
ölü çocuklara tecavüz eden
ýrkçý zabitlerden alçaðýný
görmedi kederli anadolu

faþist teröristlerin ihaneti
kalleþçe yaktý kardeþliði
onarmak erlere düþer
sabýrla, umutla, sevgiyle
budur soylu metanet
budur kahpeliðe beþkardeþ
gel sen de katýl bize
indir putlarýn kör çehresine
adil, vakur bir sille



SEBAT ZAMANIDIR

Dersim’in gözyaþlarý
Enfal’in bakýþlarýnda çaðlar
Roboski’nin alnýndan akan
Halepçe’nin kanlý ahýdýr
Kerkük tüter Erbil’in burnunda
düðümlenir boðazý Amed’in
Kürdistan daðlarýndan
hogir bir uyanýþ doðar

sabret ey ümmetin yetimi
sakýn benzeme barbar ýrkçýya
bin kerre namert zulüm
görsen de zalim olmaman
mahþerde senin þerefindir
sabret ey ümmetin yetimi
karanfiller açana dek Halep’te
kötü günler mevte mahkumdu
sabret ey ümmetin yetimi
surlarýn sýrlaþana
sýrlarýn surlaþana dek

havar, yar yangýn yeri
gönülde can pazarý, havar
kan kesik, kan tutuklu, kan kelepçe
sabýr senden vazgeçse
sen sabýrdan vazgeçme
sabrýn taþýna dönüþ
milyonlar þehidiyle Kürd Milleti
ancak imanla ilelebed
felaha kavuþacaktýr
sabret, sabrýn selamet


ZERZEVAN KALESÝ

sabanlarda aþkýn rüzgarý
serilmiþ kepenekler omuzlara
iþte çoban kalkanlarý
kavallar, yüreklerde borazan
gözlerin, dalgalý, boran
gözlerin, inatçý, durmadan
gözlerin alayýna rezzan
gözlerin, gözlerindir Zerzevan
aniden bastýran dargýn baran
surlarým, sýrlarým, can kalesi

yüreðin, metal ejderhalar ülkesi
betondan dinozorlar devrinde
çarpýþan iki yýldýzdýk
atom tarlalarýnda antik sevmek
Urartular yazsýn argýn sevdaný
Ýyonlular gözlerinden anlasýn
acýlar içinde nasýl doðulur
ehil, dilaver mimari
filinta canlar ki, erbab, namuslu
parayý bulmadan önceki Lidyalý
hey gidi arslan ciðerim
içerin Sus kentinin devrik kralý

yar, avazým gelir küçelerden
lâl, avare, þahmeran hançeri
bin yýllarýn sýlasýnda yoðrulur
doðrulacak erlerin hasretiyle
taþlar erir, yürek daða dönüþür
ümidin kadim düþleri
ýrmaklar döþeði ellerindedir


NAMUS SEVDASI

ey oðul, bilesin
milattan önceki
Hammurabi yasalarý bile
daha adildir, daha yiðittir
katili, sapýðý, hýrsýz, yolsuzu
besleyip kollayan ülkemin
hukuk çöplüðünden

oysa Diyarbekir töresi
affetmez ölümcül ihanetleri
bilir, ihanete merhamet
merhamete ihanettir
ey oðul, diyesin
düzen deðil, düzenek
en kahpesinden
sistem deðil, sis perdesi
gafletin yargýsýnda adalet dediðin
oysa Amed’in kanunlarý
kayýrmaz namussuzu hak aþkýna
zindanlar göze alan
delikanlýlar kaynar
Hançepek, Saraykapý, Alipaþa
halel getirmezler adamlýða

ey oðul, susmayasýn
susmak kusmaktýr
içinde iyi olan ne varsalarý
Kürdistan güçsüzü affeder
Kürdistan dilsizini affetmez
sakýn, unutmayasýn
ey oðul durmayasýn


HOZAN

söndü zerdüþt ateþi, þaman alevi
söndü grejuva
geberdi batýl en þekilinden
bitti zivistan
konuþtu gerçek apaydýn
canýmýza güneþten sofralar serildi
bandýrmalar lal mevsimi
filikalar dargýn aþka
dað içini döker göðe lav kederiyle
çay tarlalarýnda çarpar yüreðin
kulaðýný topraða ver, dinle kendini
üstümüzde sis denizi
yürürdün Ninova
çemlere dönerdi hazan leylinde
yürürdün usul
kuðu boynun
nasýl utangaç
yaðarken hücremin ranzasýna
yürürdün Benusen kendinden geçer
ay ýþýðýnda yeþerir sakin
yeþerir onurlu
yeþerir þahýna kadar
leylim, yollar nefesin
ciðerimin közüne
kýþlalarda düðünler ilkyaz olanda
kodesin kodesime ekilir mahzun
yar çýldýrmýþam seni
hey cevherim hey
yine kan kusar can
Fuadoðlu göçer
taze ozanlar gelir


MÝSAK-I MÝLLÝ

Türkistan nezakettir
incelik, güzellik, cesarettir
Kürdistan cömertliktir
iyilik , dürüstlük, yiðitliktir
ferasettir, basirettir
þehadet, selamettir
zülfikarýn zaðlý pençelerinin
beraber savurmasý
deccalin kansýz köpeklerini

Kürdistan nezakettir
incelik, güzellik, cesarettir
Türkistan cömertliktir
iyilik , dürüstlük, yiðitliktir
Türkistan Kürdistandýr
Kürdistan Türkistandýr
Türkistan Kürdistansýz
Kürdistan Türkistansýz
harabe, viranedir
fersude, beyhudedir

öyleyse daya sýrtýný
omzuma, dað olalým
patlayalým küfrün yüzüne
mekan biz, zaman bizim
beklenen poyraz bizim
emanettir mazlumun ahý
soylu öfkemize kardeþim
öyleyse daya kalbini
sadrýma, can bulalým
fesadýn kellesine
cellad-ý canan olalým

KÜRDÝSTAN MARÞI

IKBY için bir hatýra…

çifte su verilmiþ yürek çeliðinden örülme
Kürdistan kýlýcý sýyrýlmýþtýr kýnýndan mertçe
ey þehidoðlu, ey muhacire ensar Peþmerge
Güneþten Bir Hilal nakþet sancaðýna þefkatle
mütedeyyinleri arkasýnda olan vatanýn...
kýyamete dek batmaz istiklali, güven öze
Kürd’ü köle zanneden haysiyetsiz râfýzîler
-Kürd bize ihanet etti- diye nefsini kandýrsýn
anlamaz, hakikat haini gafil müstekbirler
hakikat sadýklarýný / kendini yormayasýn
savaþ hasma benzeyince kaybedilir, unutma
diþsizi diþliden sakýn; merhametten ayrýlma
ürüsün dursun dinci maskeli münafýk itler
ardýndan hýrlanmayan arslana arslan denilmez
itten türediðini sanan fitneci kahpeler
uðraþma boþa; kardaþlýk nedir bilmez, bilemez
hakiki mü’minler ancak kardaþýmýzdýr bizim
onlara açýktýr kapýmýz, ocaðýmýz bizim…
sadrýmýz kalkanýmýz; kýrk milyon Kürd Milletiyiz
yurdumuza sýðýnmýþ / barbar sabîlerine bile
gerçek müslümanlýðý yine bizler öðreteceðiz
bizi öldürmeye gelen, bizde dirilecek de…
ey Kürdistan gençleri, hazýrlanýn gitmiyoruz
zulme asla susmayýz, kýrmað ile bitmiyoruz
devir, Salâhaddînlerin doðruluþ çaðlarýdýr
kapanmaz gözkapaklarý, Uyanýþ zamanýdýr
ne diyor Rasûlullâh; “vatan sevgisi imandandýr”
sev yurdunu hep imanla, Rabbin doðrularladýr
Kürdistan, Kürdistan’dan büyüktür; unutma sakýn
evlatlar çoðalacak ve taþacak, akýn akýn…


ÞÝMDÝ HERKES DÝLOVAN

türkçülere karþý Kürd’üm
kürtçülere karþý Türk’üm
farsçýlara karþý Arab
arapçýya karþý Fars’ým
zalim azgýnlara karþý daima
ezilen halklarýn yanýndayým
budur imanýmýn gereði
gözlerinde erimemin sebebi
budur onurluca yaþamak
bendimi çiðneyip taþarak
yezitlerin önünde hep Hüseyin
aþkýmýzýn kadim bedeli
Diyarbekir denizinde tutuþmak
izinde göðüs germek boranlara
her ciðerin harcý deðil
çekinmeyiz namlunun
ardýna saklananlardan
yalnýz senden korkarýz Kahhar
paylaþmayý severiz denk
adaletin gölgesinde serinleriz
Amed sofra olur baðrýmýza
diz çöker, omuz baðlar
kardeþlik türküleri tüttürürüz
gel ey can, sana da yer var
kurtul kibir tasmalarýndan
gel beraber sevinelim razý
ayný tastan yar içelim
Dicle aksýn alnýmýzýn üstünde
ensemizde masumiyet gülleri
sesimizde dilovanlar
delikanlý yeþersin


MAZÝ ÝÇERDE ALBÜM

eser asi bakýþlarýnda
hoyrat Fýrtýna Deresi
çakýþýr durur dikey yýldýrýmlarca
nehirlerde taþ köprüler yüreðin
ormanlarda su ceylanlarý
þirin bir kýyýmýz vardý
bulutlar denizine sýfýr
nehrin önü penceremiz
balýklar yarýþýrdý tutulmak için
nazenin oltamýza
yeþilin maviyle dansý gibi
yar sevmiþem seni
saçlarýnda çay burcusu
ellerin yumuþacýk, kýnalý
nefesin bahar
gülüþün cehennem
ve anlatýlmaz, yaþanýr
hilesiz kucaðýn
Karester Yaylasýnda
bir ahu dilber loy loy
nasýl da söker adamýn yüreðini
var mý böyle civan kýrým
cinayetler içinde
oy sevmiþem seni
dindiremez Palovit Þelalesi
bu güneyli hasreti
bir kere yakmýþtIr kuzeyin kýzý
aþkýn kadim meþalesini
gidiþin bile hayat sevgili
isimsiz mezarýna yuva kuran
marandalardan belli


DEVRAN FEYEZAN

yaþamak, yaramýza alýþmak
gidemeyiz kendimizden Neval
kaynaþmak zorundaydý
insanlar öz gerçekleriyle
bense gözlerinde hala saklambaç
yokluðunda körebe, feci
sessizliðin, yalnýzlýðýmýn baþkenti
gidiþin anadili aðýr yorgunluðumun
yaðmur yemiþ paltolar birikmiþ de
altýnda kalmýþ içerim sanki
serinliðin þimdi hangi gölgeyle
yürðim yüreðini baðýrýyor Neval
can tenine gayrý sýðmýyor

oy Kürdistan Daðlarý kokardý
týlsýmlý, sýcacýk nefesin
cönklerde antik harflerdi adýn
þarkýn, eski vadilerden miras
tüter yalçýn geceler hücremde
ellerim ranzada, duvarda
masada, kafatasýmda ellerim
hicran ki ne dar bir mezar

bilmem ne zaman uyanýrdýk
hasretinde uykular yaktýðýmýz
kardeþliðin can bahçesine
yaslarýn deðil, düðünlerin
iktidara geldiði þenlik demleri
bilmem ne zaman yeniden
gelinliðinle yanýmda sen
kurtulacaktýn kefeninden

AÞK ÞÝMDÝ PARYA

ay ýþýðý çehren kokar
sýrrýn kýrk kilitle kilitli
sadrýmý yumruklayan sandukamda
þimdi sen bende tabut
bense sende kabristan
ve iþte aþk kursaðýmýzda parya
ne olur bitme Rotinda

þimdi karanlýktýr yuvamýz
çýrýlçýplak kaldýrýmlarda
sýrtýmda karakol kuþunlarý
kim vurduya çýkmýþ adým
öyle sensiz öyle öksüzüm ki yar
þimdi solmaklar yeþermek
acýnýn rahmine gömülen cana

sor da anlatsýn Turcel
söylesin Hýdýr Tepesi
aþk bize hiç gülmedi Rotinda
aþka gül dererken yýlmadan
varsýn tütün saran çocuklar
gül kokusu nedir bilmesin
bilmiþken zararsýzlýðý
deðil mi ki iyilik onlarýn hakký
varsýn bekletsin talih

sabretmek de güzel leylim
ay ýþýðý þelale olup yaðýnca
güzel yavrularýn düþlerine
seni hep bekleyeceðim Rotinda
çocukluðumuzun gariban
keresteden penceresinde


DÝCLE HAZAN

bizim köyümüzde gonca
bahçeleri yoktu
yer sarý, gök kýzýl
anýzlar, baþaklar, buðdaylar içre
kavruluþ serinlikti
kara köy bebelerine
çeþme baþlarý mutluluk nedeni
saflýk, sadra nakýþlý
hamaklar, divanlar
saman lifinden
sevdalar utangaç, namuslu

oysa bizim köyümüz
upuzun geceleriyle meþhurdu
eþkiyalar, haydutlar
çocuklarýn hayaleti
pirlerin kabusuydu
ve kahraman deðildi jandarma
derin devletliler
kahpe rütbeliler
esrar ticaretiyle meþguldü

büyü çocuk, büyü de kapat
þu haysiyetsiz cenaze çaðý
büyü de büyüt narin
puþtlarýn kör ensesine
adil zülfikar
o demdir, ölse gam yemez
bîkes Diyarbekir
dargýn tigrisim
argýn haznedar


GELÎYÊ GODERNÊ

Taþköprü Köyünde adýn
nakýþ nakýþ tütün kokar

Hazro türkünü çýðýrýr
sanki arþtan akar sular

seni ýrmaklarca sevmiþem
lo seni nazlý ceylanlarca

delilolar, govendler
ve fýkýrdak þuþaneler

hey zalýmýn kýzý, bir gülsen
göverse baðlar ile bahçalar

þemsin fýrtýnasýyla çöken devran
dolunayýn kasýrgasýyla filizlense

sen denizaltý þehrim
ben rüyalar alemin













HAZAN BAÐBAN

Sustu kalbin,
susku câna,
cânânsýz tâk eyledi.
Aþk ateþ,
âþýk ateþ,
mâþuk ateþ,
çâk eyledi.
Hergiz aþklar,
topraða su,
sadra berzâh-ý sahrâ...
Bildin iþte,
donmadan aþk,
pîþemez sýr kabýnda.


Gözün yaþýn dökmeden,
aðlayanlar, dergâmýz.
Gülmeden neþe duyan,
çaðlayanlar, meclîsimiz.
Koptu tufan,
kýrdý hasret,
bostanlar þimdi talan...
Dindi deryâ,
bitti ýrmak,
çöller þen,
bahar nalan














KARA KONÇERTO

Çal Ludovico, çalýnan yarýnlarý çal;
Körpe düþlerimizi, hiç söylenemeyenleri.
Çal, dinsin bu gece de þu acý yara!
Þu derin þu çok katlý þu paramparçalayan!
Çal Ludovico, kendisinin hýrsýzý için çal,
Kýrýþýk piþmanlýklar için çal paslý aynalarda.
Hayallerin, hayatlarýn çalýndýðý yerde,
Sen masum günahkarlar için çal Ludovico,
Belki hala bir ýþýk vardýr karanlýk için!
Umudun çaðlayaný çaðýldasýn,
Sandukasý akustik hazandan…
Çal Ludovico, savaþýn yetimleri aþkýna çal,
Var mý yaþamdan öte hazin orkestra?
Varsýn batsýn gemi, çalmaya devam.





NESLÝCAN

Sen þimdi o tertemiz gülüþünle,
Bahçedeki çiçekleri sulamaya göçtün.
Eteðine takýldýlar, müþrik ilan ettiler,
Giderken bile gün yüzü göstermediler,
Ne çok çekti Türkiye din tacirlerinden,
Ham yobazlardan, kaba softalardan...
Sen þimdi o taptaze içten gülüþünle,
Kuþlarý yürekten koklamaya göçtün.
Üstünde belki býrakma rahatlýðý ardýnda;
Sapýklarla, katillerle dolu zifir çaðýný…
Hoþçakal leydim; iyi, güzel, mutlu kadýn.
Güllere selam söyle, huzur rüzgarlarýna,
Masum cerenlere, aþkýn semalarýna…
Rahman sarsýn yaraný kevser suyunda,
Esirgesin kalbini bütün aðrýlarýndan.



Sosyal Medyada Paylaşın:



(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.