kendini t’avlamaya çýkan birini düþün
oltaya taktýðý gölgesinin ikindi güneþiyle uzamasýna aldanýp
gün batana dek bekleyen
beklerken kendine Küçük Ýskender ýsmarlayan
darasý alýnmýþ umuttan
o sýra rüzgarýn çýktýðýný
suya düþen gölgeyi dalgalandýrýp
þamandýrayla oynaþtýðýný falan
misinanýn, sabrý kopardýðýný düþün
oltayý boþa çekip
boþ boþ baktýðý yemine
ve sonra tutamadýðý için
bir daha çýkmam dediði yemin’e
göllerin kuruduðunu düþün
düþün ki düþlerin týrmandýðý o yüksek rakýmda
rakýsýz kalan balýksýn
sofrada ay
gözde tuz birikirken denizden kalma
kýrýlýr duruyorsun
tatlý su aþýðýna..
bir yýldýz düþün sonra
sonra bir yýldýzýn düþünde dileðe tutunan
bin yýldýz kaydýrmaca
pul döken takvimi
duvardan evvel eskiyen saatin
takaatini mesela
anla,
anlamýna göre cümleyi uzatamazsýn bazen
harf yataðýnda
þiir desen
cumartesiden bozma
gözlerin diyorum
sakin göl kuðu su’
düþ’ün,
kuyuya vuran gölge oyunu..