toprak dediðin heder eder mi
vakti yakmanýn eldeðmemiþ harýna tavlandý demir
anýmsamanýn da unutmanýn da elverdiðince almýþým nefes
varlýðýmý sürdürmeyi baþarmýþým, böyle böyle
mezarým baþýmda üçlenmiþ yasým
bugün ne isem o günün tohumu
adým böylece kazýnsýn taþa
en çok duvarlarý sevdik
yaslandýkça nem kokan sýrtýmýzdan yýkýldýk sýrlý sýrsýz tuðla
sen gül kokusuna hasretli bir sesle yankýlan dur
hangi kentin kapýsýndan geçtin de yazýldýn yalnýzlýklara
çaðlardan beri kutsal olan ekmek ve su aþkýna
dünyaya gönderildiðin O yer aþkýna
misafir olduðun günlerince
bir gönle
bir ömre
þarkýlan, çal çalpara...
yok yere kül olmak dünya tablasýnda
yok ehemmiyeti verilmiþ verilmemiþ sözlerin
tutulmak bir dal kadere
kederle sýðýnýr avuçlar son bir sükut
taçlandýrýr son sahneyi
kanatlý bir güneþ kursu.