Küllerinden Doğan Kuşlar Müzesi
Öyle bir çukur ki ,
kaç düþ ölmüþ de birikmiþ içinde.
Hatta hepsi de yorgun düþmüþler ölmekten
ya da ölememekten...
Bir masal anlatmak kadar zor, hayatý sýrtlarýmýzda taþýmak.
Mutlu sonlarý yaratmak kadar güç, umuda inanmak.
Bir öyküyü bitirmek mi ya da arasýnda kaybolmak mý sorusu
rüyalarýmýzýn verdiði doðaçlama bir ödev...
Parmak kaldýrdýðýmýz günlere açýlan bir pencere,
puslu, isli, ürperten hava,
gri taklidi yapan kocaman bir mavi,
denize öykünen hüzün,
yalnýz kalmýþ bir sabah çayý.
Daha erken, sonra gelse de olur dediðimiz mutluluklar,
en yakýn dostum, tahammül.
Sadece kalbiyle aðlayan bir yýðýn homo sapiens.
Hiç mola vermez mi bu kasýrgalar.
Örneðin uyuya kalsalar, ruhumdan uzak bir odada.
Neredeydi,
Küllerinden doðan kuþlar müzesi,
adres sorayým, adres sorayým, kimsesizlere,
kendime, cebindeki bozuk paralarla sýcak simit alanlara,
iyi kalpli dolmuþ þoförlerine,
güneþli günlerde þemsiye satanlara,
yýllarca, kýpýrtýsýz ayný bankta oturup umudu bekleyenlere,
adres sorayým,
nerededir diyeyim.
Nerededir ki.
Öyle bir çukur ki,
aþk yaþamdan kat be kat yaþlý,
öyle bir incinmiþ ki,
unuttuðum sözcükler dahi tutmaz elimden,
keþke hepsini harcamasaydým,
alýn terimle kazandýðým tüm mutluluklarý.
Bendeki kalp bu,
iþinize geliyorsa!
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.