su uyudu ;ama çiçekler daha açmadý zozan kýrlangýçlar kederli öykülerini anlattý bulutlara ve daðlar sýzýlý ýrmaklarýný saðýyordu güneþin sinesinden geceyse jilesini takmýþ omuzlarýna aðýtlarýný döküyor yýldýzlardan
yýldýzlarý nasýl da tutuþturdun göð(s)ümün üzerinde incitilmiþti düþlerimiz
bana dokunsun istemem bu yýlan bana sokulsun istemem bu yalan yaþamasýn üstelik taþ zindanda da bin yýl susamasýn zehri geldiðinde çatal diline akýtmasýn... aðýr bu be(r)del düþlerimin bükülüþü arsýz mübadelesi dönen kirli oyunlar
güneþin kýzý(lý) zozan süzülüverecek yazgýna bir yudum su, bir çaðla cemre ürperiverecek kanatlarýn yakamozlarý gördüðünde
sahi ya! yakamozlarý nasýl getirdin daðlarýna onlar denizindi hani bozulmaz tabular vardý nasýl da kýrdýn buzu
berfinler deliyor göðü mersiyelerimiz hala taze bir avuç kar gökte ceme dönüyor semaha duruyor þeklini yitirmeden
sahi ya! kaldýk mý biz de s/özümüzde anadan üryan doðuþ bir aydýnlýðýn anýydý Mona Lisa’nýn tebessümlü yüzünde karanlýðý çaldýk üzerimize
nasýl da benzeþiyoruz birbirimize gün geçtikçe atlaslar parçalandýkça sömürgeleþirken bedenler sen inanma onlara anlatýlan masallara
...
ah zozan yýldýzlarý nasýl da tutuþturdun göðün üstünde acýyý demlerken gözlerinde taze karanfilleri býraktýn topraðýna
oysa ki yüreðinin coðrafyasýnda unutulmamýþtý bahar
daðlarýn asi kýzý zozan yýldýzlarý nasýl da tutuþturdun göðün üstünde yas birikmiþken ocaðýnda karanfil topladýn topraðýndan