üþüyordum ve kollarýný açmýþ bekliyordun öylece
sarmak için sararmasýný beklemek mi gerekir mevsimin
akrep mi vardý sanki yelkovanýn cebinde
susuzdum ve çaðlýyordu aþk çeþmen
bir damla için çöle dönmek mi gerekir söyle
serabýn hakký yok mudur hiç, düþ bahçesinde
þimdi þeytana uymadan girilmez yazan bir cennet kapýsýnda
hayra yoracak þer arýyorum kendime
bulursam ne ala
bulamazsam düþ" peþime
yaz’dým ve sen kýþ gibi okudun bir zaman
anlamak için sözlüðe bakmak mý gerekirdi sence
onca devrilen cümle altýnda
sað kalýr mý hiç özne
ve aþk diyorum peþinden
kirpiklerin çevirmiþse rengini
parmaklarýn arasýnda kum gibi akan zamana karþýn
vizesi dolmuþsa yalnýzlýðýn
buðusu çözülmüþ
tuza dönmüþse gam yasý
ateþi kýrka çýkan bir aþký battaniyeyle sarýp
kalp aðrýsýna göðsünü deðil de
aspirin öneriyorsan
hiç kusura bakma..
atý alan üsküdarý geçmiþken çoktan
biz hala tekerleði icat edeceðiz
peþinden atý
ardýndan üsküdarý
alacak da bi yaðmur
bekle dur
beklemek demiþken,
vaatler itaate tabii
itaat sadakate
sadakat
pamuk ipliðine
þiirin sonuna gelirken
son sözüm takvime olsun
son bahar olsa da mevsimin adý
aþk baki
çok da güz’enme kendine..