ya su sýzarsa ellerimiz arasýndan
ya kuþlar konmazsa telgraf çektiðim
saçýndaki tellere
ya rüzgar çýkar,
aniden bastýrýrsa kar
fýrtýna biçmeden önce..
bilmiyorum saçlarý uzun,
bez bebeðiyle karþýma çýkan çocukluðun
diz üstü yarasýyla büyümüþ pileli eteðin
ve gölgeme sýðýnan karanlýðýn
ah caný çýksýn sensizliðin
gel,
ben evvelden hazýrým..
gel ki son
-bahar olsun bu defa
gel ki sen
sonum ol ilk defa..
farkýndayým güz vakti sararýr gizindeki sýr
açmaz kurumaya yüz tutan dallarýnda
olsun,
ayaðýna sözü var denizin
tuzu kuru’ olsa da
hem aþk fitili tutuþmuþken mumlarýn
ve bulutlar nem kapýyorken kýzýldan
ateþi çýkacak elbet
yastýk altý siyahýn
býrak kibritleri þimdi
yas tutsun kutusunda
zira sönmek meþke
erimek, zamana tabii
sen düþürdün aklýma
akýl almaz fikri..
þimdi okunacak bir kitap gibi duruyorsun sol cebimde
parmaklarým yanacak
sayfaný çevir ince..