kavimler nehri

bir zümrenin içinde zerre iken cihanda
neden hiç ölmezmiþ gibi dem vurulur dünyada...

kavimler helakýna yas tutan gözlerim
Ken’ân diyarýnýn öksüzü özüm
vidali bir cenderenin içinde siyaha çarpýyor yüzüm
Sahra’da toz bulutu, Mezopotamya’da göl ateþi
eteklerimde su taþýyan karýnca telaþlarý
heybesi omuzuna aðýr, asasý kýrýk
ve pinel misali sallanýyor gönül çardaðým

dört büyük kitabýn mealinde çarpýk özüm
peysiz bir ömrün ziyanýný topluyor avuçlarým
kindarlýk sarayýnýn þahý cümle insanlýk
Sodom’a dökülen ateþ, Gomore’ye düþen taþ aklým
nevralji bir aðrýnýn koynunda açýyorum gözlerimi
vakar benliðimden beri gelen uðultu
kavimlerin helak nehrinde lumbago sýrtým

arenalarýn kolsuz gladyatörü
soðuk duvar, sýcak kum meydaný
hey... Bizans oyunlarýnýn þarý
modern çaðlarýn silahþörü sevdam
bütün bildiklerimi kelepçeleyip lisanýma
aksak demokrasilerde bir cuntaya gömülüyorum

þu pastel bakýþlarýn, tüfek çatan kaþlarýn
ve yüreðime tetik çeken dilin
hayasýz bir darbede vurulmuþ gönül meclisim
kirpiklerime asýlý revani düþ gerçeði
toy taylarýn koþusunda ölüm çanýný duysam bile
þehadet uzak düþ, ölüm bir soluk mesafe...

ormanlarýn koynunda kuþ uyutan sevgili
çaðlardan geçene nasýl çaðdaþ denir
aðzým kan dolu, diþlerim Bingazi’de parke taþý
Baðdat gerginliðinde kýrýlmýþ boynum
ve Arakan’da kuyuda yakýlan can benim
dünya benim mülteci yurdum, yaþadýðým sanýlýr

barýþ ümidi Amerika olan Müslümanlýðým
özgürlük sevinçlerime ipotek koyan savaþ çýðlýklarým
bin yaþayan yýlan sokumunda uyuþuk ruhum
ah benim þu uysal koyunluðum
susun... kulaklarýmý çaðlara kapadým
kavimler nehri içimin irin oluklarý
lütfen dokunmayýn...
Sosyal Medyada Paylaşın: