Demir kelepçeleri,
Demir prangalarý,
Demir ranzalarý vardý.
Demir megafonlarý
Demir çene baðýrýr,
Demir çehrelerinden
Mazlum kaný damlardý...
Kurþun askerleri
Demir postallarla yürür,
Düþünürleri
Demir teleskoplarla görür,
Köpekleri bile
Delikli demirce ürürdü.
Yalancý cennette parlatýlmýþ
Demir aynalarý,
Baktýkça yüzümüze
Pas tükürürdü...
Demir perdeleri,
Demir çekiçleri,
Demir oraklarý
Ve hep kendilerine yontan
Demir keserleri vardý...
Enenmiþ beyinlerine
Demir taraklarý týmardý...
Þair geçineni
Makineleþmek ister,
Demirle yatar,
Demirle kalkar,
Ölen demir baþlara
Demirsi yas tutardý...
Türk soylu halklar
Ve özgür düþünenler için,
Bir meçhule döþedikleri
Demir raylarýn üstünde,
Ecel sürgülü demir vagonlar
Cirit atardý...
Ne olduysa bir gün,
Demir ocaðýný duman aldý.
Önce keser döndü hýþýmla
Aslým FE dedi,
Sonra çekiç
Sonra orak...
Yine de saplarý,
Demir türevlerinin
Sultasýnda kaldý.
Tarih bu ya,
Meselenin püf yerinde tekliyor;
Anlarsýnýz,
Al demir ver külah
Ve galiba hesap,
Saplarýn da
Dönmesini bekliyor;
FE-SÜPHAN-ALLAH ...