Hakikat kendini konuşturur
Yeryüzünün sinsi karanlýklarý korkuttu beni
Bir tutam topraðý sahiplenenler hüküm sürdü
Ayný ölçüde biçilecekti beyaz kefeni
Neydi faninin dünya sebebi
Çocukluðumun kirli elbisesini özledim
Demin düþlerimin ezberindeydi
Çekmecem eski püsküleri özledi
Asla unutmadým bana aitleri ..
Ýflah olmuyor yol kenarlarýndaki gelincik katilleri
Namlusu topuklarýnda ezmek için bekliyor
Külfet gibi görüyorlar belki çiçekleri
Mazeretsiz yeri göðü suçluyor öldürüyorlar hepsini
Israr etmiyorum fikrin kat’iliginden
Ümidimi kestim toz kýrýntýsý beklentimden
Ne farkým var ölü gelincik çiçeðinden
Korkarým yeryüzünün sinsi gecesinden
Yine fýsýltýlý asi Þarký dolaþacak genzime
Düðümler izin vermeyecek söylememe
Bir Neþat bozlaðý týrmalayacak kalbimi
Zihnim kalbim ardýna býrakacak beni
Nafile bu zengin dünyanýn mahþer-i
Yýkýlmýþken gerek kalmýyor ardý kýyameti
Sefaleti paraya pula dönüþtüreni
Ezgisiz sevdada gör cenneti , cehennemi...
Güneþlerin umuduna kanýyoruz tüm yalancý baharlarda
Ýnandýðýmýz yok vazodaki köksüz dallara
Hakikat kendini konuþturur ýslanmýþ doðada ...
Aybüke
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.