adý aþk olan þu terazinin iki uzak kefesinde
duruyoruz öylece,
birimiz adým atacak olsa, kavuþmak adýna
bozulacak o muazzam denge
senin ateþ ten gömleðin var
ben,
k’öze meyleden mum
ya aç gözlerini gerçeðe
ya da düþe yum..
üç noktayla baþlayan her hikayenin
duvar eskiten takviminde saklýdýr,
mazinin telif hakký
virgül açmaz söz ucunda,
her sayfa birbirine ayna tutarken
kitaplar sýrla kaplý
say ki dudaðýndaki müþtemilata sýðýnan, mülteci bir cümleyim
kale’m metruk
adres bila
adýný yazmam bir daha asla
göz yas’ýmla buruþturup attýðýn k’aðýtlara
þimdi o takvimden dün gibi, düþeceksin sevgilim
açmadan soldurur baharý
martýn elleri,
ya da güz büyütür dalýn
sarýþýn bir yapraða..
adý ayrýlýk olan bir kafese, nasýl sýðarýz sen söyle
ikiden bir çýkmýyor
söz tutma yan’ matematikte
gözlerine gelince,
bari kahven kalsýn rengiyle
zira içmeden yazýlmýyor
ilham kafeinde..