çocukluk iþte,
içindeki çocuða park yapacak kadar kocamandý ellerim
büyümeye karþý direnirdi hep
masaldan evim..
küçük harflerle büyük cümleler kurardým
inanýrdýn,
ben hep inanmýþlýðýna adanmýþ küçük bir adamdým
ellerin týlsýmlýydý o zamanlar
ellerin,
ellerin olmadan önce tereyaðlý ekmek
aðzýn elma þekeri
dudaklarýn mayýsa çalan kiraz pembesi
uyku kokan saçlarýn, yüzüne çerçeveydi
yüzün,
hep gül açan
güz bahçesiydi..
ve ben,
tanrýyý ressam sayan bakýþlarla dalýp
kuðular yüzdürürdüm gözlerinde
çocukluk iþte,
düz yolda koþardýk varacaðýmýz yere
ayaðýmýza en fazla çalý dolanýr
çýrpýdan bahaneyle düþerdik-hatýrla-
dizler kanar
pansuman olurdu anne dudaðý
çok sonra öðrendik
öpücük kapatmýyormuþ
açýlan her yarayý..
küçüktük,
mecaz nedir bilmezdi harflerin kalbi
ve medet umulmazdý yalandan
-yana olan yüzden
indirmezdik duvaðý
büyüdük sonra,
gözlerin beton döktü masal parkýna
kuðular boðuldu
sakin sularýnda
artýk kalbi yok harflerin
kim bilir hangi yalanýn mecazý
mürsel diye duruyor k’arþýnda
belki rükudan sonra secdeye varýr alnýn
meczuba müstehak nasýlsa
riyanýn mihrabýnda
þimdi bir bahtýn barakasýna yontuyorum elimi
gözlerim çocuk parký
sözlerim
ninni
küçük harflerle kalp çiziyorum yeniden
avuçlarýmda mayýs büyüten ihtiras
düþlerim kiraz
ya bu yaz,
ya da hatýrda tut
masala yaz..