Pervasız Zaman
Pervasız bir zamanın bahara hasret
düş mağdurlarıyız...
Uğultulu bir dönemde yorulup,
Çorak yüreklerin bir manzaralık
hayaline kapılıp ;
düştük yollara çaresizce...
Gül dalında kanarken tomurcuk düşler,
Issız ve bahtsız çöllerde aradık
mavi duygulardan bi haber vaatleri...
Ve ne çare ki, sorgusuz sualsiz yıkıldık
kağıt hükmünde kararlar emrinde.
Oysa duymaz ve göremezler,
kalemlerin sesini.
Yüreklerin tam ortasından çağlayan,
ok gibi sözlerin mavi gökyüzünü.
Bilmezler kararlılık
ve insan sevdası,
dört duvarı hançer gibi yarar.
Okuyamazlar sözlerin sonsuz kanatlarını
ve görmezler mısralara dizilen
inci gerdanlığı gibi,
şiirlerin yüreklerde duruşunu.
Ve bilmezler bir aldanış;
bir gün sonsuz bir uyanışa kanatlanır.
Yıldızlar ve
gökyüzü şahittir :
Nice uykular firar edip,
nice ömürler başka bedenlerde uyandı.
Ve çoğaldı gün görmemiş sabahlara .
Bilmezler bu lacivert günlerin sancısından,
apaydınlık gökyüzü doğacak.
Bambaşka bir rüzgâr esecek zihinlere.
Ey benim insanım !
varolmak için onurluca,
gücün yettiğince
bileğin ve yüreğinle,
batır bu yılgınlığı...!!
Sen mısraların kanadı, Ey şair !!
Kalem sensin
gökyüzü de...
Ve özgürlükte.
Batır kalemi maviliklere.
Uçsun enginlerde apaydın fikirler.
Güneşler yağsın yorgun ömürlere .
Güneşler yağsın...
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.