Son Vals!
Tavusun tüylerinin güzelliði aþikâr;
Ýlahi bir fýrçayla kusursuzca boyanmýþ…
Mevlanýn hikmetini anlasak ne büyük kâr;
Nâdâna sýr olsa da ariflere ayanmýþ.
Bir tavus, tüylerini yolarken teker teker,
O sýrada bir tavuk, geçmektedir oradan.
Yaklaþarak tavusa “kardeþim merhaba” der;
“Hayýrdýr çýldýrdýn mý? akýl versin Yaradan!”
Tavusun derdi baþka, nerden anlasýn tavuk?
Kýymetli elbisesi avcýlarýn hayali…
Her kafa taþýyamaz, zümrütle süslü kavuk;
Asalet timsalidir böylesinin her hâli.
Tavuðun hayalidir, tavusun kaçtýðý ün…
Hedefe varmak için dere tepe aþmýþtýr!
“Darý ambarýndaymýþ” rüyasýnda daha dün;
Tanýnmanýn derdiyle yýllarca uðraþmýþtýr!
“Ver bana tüylerini, telef etme boþ yere;
Bakýnsýn cümle âlem, takýp takýþtýrayým!”
“Piþman olma sonradan” desin dursun ne çare;
Beni düþünme sen” der, “giyip yakýþtýrayým!”
Tavuk alýr tüyleri, baþlar bir bir takmaya.
“Yakýþtý mý?” diyerek fikir alýr tavustan…
Acýyan gözleriyle, o da bakar çakmaya!
Çirkine yakýþýr mý altýndan olsa fistan?
Yürür kendi yoluna, geçilmez havasýndan…
Danýþarak iþ gören, yolda kalýp inlemez!
Kime bela gelirse, hevesi, hevâsýndan;
Kimi belaya koþar, büyük sözü dinlemez!
Yaklaþýlmaz yanýna, bizim süslü aktristin!
Tavuklar bir bir çatlar, horozlar kalýr hayran…
Kraliçesi artýk; dansýn, valsin ve pistin;
Gözdesidir herkesin, lakin dönecek devran!
Valse kaldýrýr onu, yakýþýklý bir horoz;
Bizimki “darmadaðýn” pistte iki dönünce!
Uçuþunca telekler, hemen baþlar aforoz;
Alaya alýr herkes, þöhret þavký sönünce!
Artýk çok geç olsa da, tavuk anlar tavusu.
“Tüh keþke dinleseydi, olmazdý böyle rezil!”
Belki binbir þekilde ruha kurulur pusu;
Uy nefsine Muradým,her gün bin kere ezil(!)
Murat CANBOLAT
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.