avucumun içinde saklý koca þehir
pencerelerinde kýzýl biber asýlý ahþap evler
gözlerime mýhlý elmas pýrýltýlý gökyüzü
arkasýnda fosforlu çizgiler býrakýp geçip giden alaca akþamlar
þehrin tenhalarýný fethederim her gece
sokak baþlarýnda vazifeli fenerler takip eder beni
her biri matem ýþýðý fýþkýrýr
ayakta durmaya çalýþan ahþap evlerin yýlankavi duvarlarýna
bir orhan gencebay þarkýsý haykýrýrým
caddelerde yol alýr naðmelerin en dokunaklýsý
meçhule doðru akýp gider delikanlýca
çýktýklarý yolculuðun son deminde birkaç balýkçý teknesi
karanlýk denizde öksüz birkaç yakamoz
*
içimde yakýcý hatýralar kaynaþýr
renk renk, þekil þekil , yosun kokar her biri
dalgalar yarým kalan bir sevdayý fýsýldar kulaðýma
çoban yýldýzý kadar esrarengiz yanýp sönen sarýmtýrak ýþýklar
ruhumun perdelerinde oynaþýr
taþtan bir heykel gibi mahlukatýn gölgesi
sanki eþkal, suret deðiþtirir içimde
azýlý bir ejderhanýn aðzýnda kutsal kývýlcýmlar gibi
nefesimle her türden saðanaklar püskürtürüm
yayýlýr dumanlarýn her türevi þehrin gök kubbesine
*
tepelerden gelir bir yýðýn gök gürültüsü
içime dolup boþalanlarýn acayip uðultusu
baþýmýn üstünde bir sis kümesi
ruhumu parçalar ince, tiz, bir býçak kadar keskin kadýn kahkahasý
kan rengine boyanýr zavallý aksam üstü
ay beyazýna dönüþür semadan gelen zýya
gözümde bir ýþýk halesi uyku içinde dinlenir
mahsus bir safahatýn zevkini, keyfini çýkarýr
*
redfer