Şeklini kaybetmiş bir yalnızlığın girdabında Zaman sökükleri ilikliyor bu ten Bu gülümseme bu masumluk Kaç devir bu çerçeveye gömülü Ve kızlığı kurumuş bir gazel gibi Üstünde altın rengi boyalar Ve gerdanında olmayan öpücük
Aşk ne ki ola! Zeki bir aymazlığın içinde Eğrilen insan müsveddeleri Kulum diyor biri bak sarayın El süpürgesiyim/ Çal beni yollara Sokaklara/ Taşlara…
Sende; Mona sende Senide kırdılar biliyorum Kim bilir kaç ressam seni çaldı Gülüşlerinden masumiyetinden Damarlarına zerk olmuş zevk suyundan
Kalbe dökülmüş mühür gibisin Duvara menfez bakışların/ Soytarı oğlanların iç çekişleri Göz kırptın biliyorum Karşı sarayın kralına Ellerin yoktu resimde Dillerin yoktu/
Ama yüzlere mabet Duruluğun vardı Bu yüz görümlüğü altında Mona Gülüş Lisa…
Sosyal Medyada Paylaşın:
Ali Ekber Hırlak Åiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.