Sus

Sen þimdi melekçe dolunaylaþýyorsun...
Bense ýþýðýnda korku veren kör bir baykuþ kadar eksiðim...
Sen parlaklaþýyorsun...
Eksiliyorum..
Kayboluyorsun..
Tekrar gelene kadar saklanýyorum...
Bir beyaz kadýn boyuna aydýnlýk düþüyor zifiri renkli geceye.
Sesim ellerini arýyor...
Coþkun deniz içerisinde boðuk sesli bir generalin ordularý akýn ediyor,
Bir yanardað patlýyor en uzak ufuklardan...

Ve sen yine melekçe dolunaylaþýyorsun...
Bense hala ellerini arýyorum...
Sesim yorgun...

Kulaklarýmda ayný þarký varken aklýmdaki görüntüler art arda deðiþiyor.
’Denizin dibinde karanlýklar gibisin’
Sen acýkýyorum...
Sen susuyorum...
Sen susuyorsun...
Sesim yorgun...

Harita katlandýðýnda çok uzak iki þehrin seviþmesi kadar imkansýz,
Ýmkansýz olduðu kadar platonik seviþmeler yaþýyorum...
Penceredeki yaðmur damlalarý yarýþýyor...
Galip gelen ilk kaybolan oluyor...
Arkadaki yarýþtýðýna piþman...
Birbirini yakmaya çalýþan iki güneþin hikayesi oluyoruz.
Ýlk yakan kayboluyor...
Ýlk yanan...
Ýlk yanan her gülüþte yanmaya devam ediyor...

Üzülme kelimesinin yankýlarý odamda fink atýyor.
Tonla sevgi cümlesi anlamýný kaybetmiþ.
Tek sýkýmlýk öfkeler yolunu bulma çabasýnda.
Dört harfli kelimeler tutuyorum aklýmdan...
Her seferinde ayný kelimeyi tuttuðumu farkedip düþünüyorum...
Olmaz..
Olmamýþtý hiç mi hiç...
Aldýrmadan gidiþler düþlüyorum kendime...
Etkileyici,afili,yalancý ve sahte...
Dünya daha hýzlanýyor...
Kadýnlar doðuyor...
Kadýnlar döngüyor...
Kadýnlar susuyor...
Ben susuyorum...
Sen susuyorum...
Sen susuyorsun...
Sus...

Muhsin.
Sosyal Medyada Paylaşın: