Kadim medeniyetin, antik çaðlarda baþlar, Miladýn öncesinde, siten döþenmiþ taþlar. Depremler diz çöktürdü, gözlerden taþtý yaþlar, Nice zorlu çaðlarý, çileyle yaþadýn ya… Mazin atiye yolcu, ufkuna bak Antakya!
Roma’nýn izleri var, yaslandýðýn daðlarda Topraklarýn kazýlmýþ, höyüklü ovalarda. St pierra Kilisesi, oyulmuþ kayalarda, Antik Titus tüneli, su yollamýþ deryaya, Dalýn meyve verirken, kök salansýn Antakya!
Bekeaa vadisinden, Hama’dan geçip gelen, Asi nehir kývrýmla, akýþta gönül çelen, Gönlü yüce milletiz, hamiyetle yükselen, Beldende el açýyor, mazlum diller duaya, Misafirin duasý, makbul olur Antakya!
Geçmiþinden armaðan, uzun çarþý bedesten Ulu cami haþyette, yükselen ulvi sesten, Huþu ile dinlenir, gönül çelen her besten. Sabah açýlsýn gözler, dalmasýnlar rüyaya… Lahuti manayý sez, davete uy Antakya!
Hani gelmiþlerdi ya, Ýsa havarileri, Þirkten duvar ördüler, putlarýn bekçileri. ‘’Ey kavmim uyun!’’ dedi, onlar Hak elçileri Camii Neccar’ýnda, Petrus Yunusla Yahya, Þehit Habib-i Neccar, sende yatar Antakya!
Havra kilise cami, hoþgörü ortamýnda, Sorgulanmaz hiç kimse, ibadet mekânýnda. Her deðer tescillidir, inançlar makamýnda, Kuran’da geçen mesel, Yasin’de okunur ya… Anadolu baðrýnda, gül kokarsýn Antakya!
Gidip gezmemek olmaz, mozaik müzesini Mistik çað mahareti, taþla taç düzmesini. Nakýþlýna hayranlar ister göz süzmesini Sokollu külliyesi, mekân olmuþ gedaya, Antikasýn dünyaca, gören söyler Antakya!
Dünyadaki her deðer, yer bulur þehrimizden, Yaþanýrsa silinmez, izleri yârimizden. Tarih’in sayfasýndan, okunan mazimizden. Þahsiyet nemalanýr, dalar ince manaya, Doyumsuz tatlarýn var, can sofrasý Antakya!
Þair senden bahsetti, mýsra düzdü durmadý, Bayezid-i Bistamý, Kýrýkhan’da kalmadý. Kýrk asýrlýk Türk yurdu, asla esir olmadý. Kurtuluþta ilk kurþun, Dörtyol’da sýkýldý ya… Kurtuluþ destanýný, kanla yazdýn Antakya!
Mehmet Demirel
Sosyal Medyada Paylaşın:
m.demirel Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.