Hayli düþünceliydi çýkarken maðaradan
Duvardaki resimler, deðildi hiç sýradan
Mutlaka anlamlarý vardý ama sýr neydi?
Esrarengiz fiðürler sahiden þahaneydi
Maðaradan çýkýnca peþine düþtü arý
Kanatlarý adeta, yýrtýyordu rüzgârý
Cemil bey habersizdi hayvanýn takibinden
Durdu… Sigara yaktý çýkarýp sol cebinden
Sonra boðulur gibi öksürdü birkaç defa
Býkmýþtý ondan gerek yoktu itirafa
Cep saatine baktý: beþ geçiyordu dördü
Hayýr üçtü, gözleri rakamý yanlýþ gördü
Çýktýðý gibi indi, yamaçtan yaþlý adam
Artýk eve döneyim dedi olmadan akþam
Vadiden geçip tuttu kasabanýn yolunu
Toz toprak oluverdi ceketi, pantolonu
Simya’yla yavrularý, çok merak ediyordu
Gerçekten özlenmeyi hepsi hak ediyordu
Kýrda yalnýz yürürken düþündü Simya’sýný
Çünkü o deðiþtirdi, kalbinin kimyasýný
»Gözü görsün de yeter,« dedi kýsýk bir sesle
»Hatta çocuðum gibi, bakarým bin hevesle.«
El kaldýrmadý geçip giden bir arabaya
Ancak bir saat sonra, ulaþtý kasabaya
Hiç kimse sevmiyordu zaten garip adamý
Hatta »Keçi Cemil’di« kasabadaki namý
Veterinere geldi; heyacan doruktaydý
Girdiðinde üç kiþi sýrada kuyruktaydý
Selam vermeden geçti, yanlarýndan hýzlýca
Yardýmcý kýz »Buyurun!« dedi ona nazlýca
Cemil bey telaþlandý: »Simya nasýl, iyi mi?«
»Gözü görsün veririm, vallahi her þeyimi.«
Selma gülümseyerek »Çok iyi amca.« dedi
-O, çok güçlü, harika ve sabýrlý bir kedi.
-Simya’ya götüreyim, peþimden gelin lütfen.
-Eskisi gibi deðil; çok geliþti bilim, fen.
-Ýki saatte bitti, gözün amaliyatý.
-Açýlýnca bayaðý deðiþecek hayatý.
»Ýnþallah kýzým.« dedi Cemil bey heyacanla
»Canýnýn farký yoktur -inan- bendeki canla.«
Odaya girer girmez, gitti hemen kafese
Bir saat koþmuþ gibi kaldý nefes nefese
Yaþlý adam onunla birden gözgöze geldi
Merhamet göz yaþlarý akarak yüze geldi
Bandajýyla daha çok acýklýydý manzara
Saka, köpek ve ceylan bakýyordu onlara
Onu görünce koþtu, Maviþ, Benekli, Sarý
Bu esnada yan camdan, izlemekteydi arý
Yaþlý adam üçünü öperken baþlarýndan
Tüylerine bulaþtý, akan gözyaþlarýndan
Benekli yalýyordu, burnunu Cemil beyin
Dedi ki: »Küçüðü ne kadar tatlý her þeyin!«
Veteriner »öyleler« dedikten sonra geldi:
-Garibin görmesine, bir iltihap engeldi.
-Ama þimdi sol gözü açýlacak, görecek.
-Diðer kediler gibi güzel hayat sürecek.
-Kulaðýn duymasýna kan pýhtýsý engelmiþ.
-Sivri bir þey deriyi sýyýrmýþ hatta delmiþ.
-Kulaðýnýn içinde toplanmýþ akan kanlar.
-Belki de saldýrmýþtýr ona diðer hayvanlar.
Þirin Simya’yý aldý Cemil bey kucaðýna:
Sað elini de koydu, yumuþak bacaðýna:
»Onu ben yaraladým, boyun eðdim öfkeme.«
»Bende ne sabýr vardý ne de bir muhakeme.«
»Bir akþam yemek yerken, sofraya hücum etti.«
»Devamlý bakýp durdu ve canýma tak etti.«
»Kovdum koymasýna da, yine geldi, saldýrdý.«
»Bu zâlim de çatalý tam hayaya kaldýrdý.«
»Fýrlatýnca garibe, sað kulaðýna deðdi.
»Bir süre sessiz durdu; baþýný yere eðdi.«
Öylece duruyordu kýpýrdatmadan kolu
Cemil bey kedisine, baktý gözleri dolu:
»Yaptýðým þey zulümdür yüce Allah katýnda«
»Cezamý çekeceðim, birgün yerin altýnda.«
Teselli niyetiyle, Halit sözünü böldü:
-Bu olay sayesinde içindeki þer öldü.
-Öyle deðil mi ama...Kendine bir bak hele.
-Dördünün sayesinde, geldin bu güzel hâle.
-Artýk sevgin, þefkatin, merhametin var cana.
-Yoksa kim yana yana, deva arar hayvana.
-Baksana çocuk gibi, tutuyorsun kucakta.
-Titriyor parmaklarýn gezer iken bacakta.
-Kalbin titrerse titrer, parmaklarýn Cemil bey.
-Yüzünde tebessümler peyda olur peyderpey.
S / ÂYE 7 KASIM 2017 / ESKÝÞEHÝR