yaşayan ölüler sevmişim
dirilerin ahını alıp
çektiğim acılarla canım yandığında
iğne batırmışım ölülerin ruhuna
gıkları çıkmamış
lan demişim
bu nasıl iş
almışım elime süngüyü
kalplerine kalplerine ..süngü süngü
hayır bir de nolur nolmaz diye çelik zırhlar giyinip
korumuşum kendimi..heer türlü sürprizlere
bana mısın denmemiş
sen misin canımızı yakan diyecek kadar
can yokmuş meğer hiç birinde
yani ben
ölüseviciymişim bilmeden
ölüler de beni sevdi mi
inan hiiiç bilemem
karanlıktan korkmuş,
karanlığa kaçmışım
siyah ellerle sevile sevile
kararmışım bilmeden
ne vakit ışık belirse gözlerime
ve yüzümü çevirip
adım olsa niyetim
bir niyetin adıyla yan yana yazılsa ..adım
siyahın karanlığa düşen gölgeli elleriyle sarıp
sarmalanmışım
ah işte
ben,
gözlerden sızan yaşların rengine değil
adreslerine bakmışım
ölüler sevmişim
yaşayan..ölüler
her biri bedenimde
dirilmek istediler
benliğimde olacaktı o
neyse..ha beden ha benlik
benlik dediğin şey de bedende vücuda gelen hisler değil mi, nihayetinde
evet
e tamam o zaman ifadede sıkıntı yok
şimdi;
eğer iğne batırdığında canım çok yanıyor
misilleme yaptığımda gıkın çıkmaz ise
çuvaldız alacak sırayı
sonra..süngü
yok istifin bozulmazsa anlarım o vakit..yaşarken öldüğünü
alışkınım ruh sevmeye
ruh tarafından sevilmeye
ama bu defa bir ölü daha kaldırmaz bu beden
yoksa
evire çevire,,,
la çarpılacan
manyakkk..