Kut'ül Amare
Sparta ordusu Termoplai geçidini tutarken
Ýþgalci Pers ordusu dünyayý peþine takmýþ yürüyordu.
Köleleriyle, müttefikleriyle, diþleriyle, týrnaklarýyla
Atlarýyla, arabalarýyla, kan damlayan kýlýç ve kýrbaçlarýyla.
Sparta ordusu Termoplai geçidini tutarken
Ýþgalci Pers ordusu dünyayý peþine takmýþ,
Ve özgür insanlarý köleleþtirmek niyetiyle
En tatlý hayallerle avunmuþlardý.
Yirmi Bir Ocak günü Felahiye’de
Ýngiliz kolordusu kasýrga gibi esip gürledi sahrada
Ardýnda ikinci ve üçüncü Felahiye muharebeleri geldi peþi sýra.
General Aylmer hezimete uðrayýnca
Bu kez Gorringe’nin otuz bin eri
Arsýz eþek arýlarý misali kaynaþýp durdular sahrada.
Gelibolu’da çarpýþmýþ on üçüncü tümen
Yaralarýný sarmýþ ve çýkmýþtý karþýmýza.
Bu kez siperlerin gerisinde saf tutan onlardý.
Köleleriyle, müttefikleriyle, diþleriyle, týrnaklarýyla
Ve özgür insanlarý köleleþtirmek adýna
Troya önlerinden gelmiþ çakallar iþte bunlardý.
Sýrtlanlar ve peþlerine takýlan uyuz akbabalar
Ýþte bunlarýn kancýk gülüþleri vardý
Siperlerin ve tabyalarýn ardýnda.
Beyt-i Ýsa’da Gorringe’nin otuz bin süngüsü
Mehmetçiðin tunç göðsüne çarpýp daðýlýverdi.
Ardýndan ikinci Beyti Ýsa Muharebesi geldi
Üçüncü Beyt-i Ýsa Muharebesi hemen ardýndan.
Gorringe’nin otuz bin süngüsü eridikçe eridi
Tunç göðüslü Mehmedimin azmi karþýsýnda.
Uzun bacaklý Ýngiliz’in güvendiði tümenler
Mehmetçiðin sebatý karþýsýnda
Kardan adamlar gibi eridiler.
Irak sahrasý kana, cana ve gözyaþýna doydu.
Bin dokuz yüz on altý senesinde.
General Townshend Plevne Kahramaný
Gazi Osman Paþa gibi görüyordu kendisini
Plevne müdafaasý Ýstanbul’u kurtarmýþtý Kut, Basra’yý
Ve bir de Nasýriye’yi savunmak inadýna inat katmýþtý.
Altý bin nüfuslu Kut kasabasýný elinde tutan düþman
Dört ay yirmi üç gün savundu bu mevkii
General Townshend, Plevne Kahramaný
Gazi Osman Paþa’dan daha uzun süre
Ayakta kaldým der övünürdü.
Aslýný soracak olursanýz her ikisi de
Dört ay yirmi üç gün savunmuþlardý mevkilerini.
Açlýktan, dizanteriden, iskorbütten ölümlere aldýrmadan
Tam dört ay yirmi üç gün elinde tuttu Kut’u düþman.
Ne General Aylmer eriþti imdadýna ne Gorringe
Açlýktan kýrýldý birlikler, dizanteriden iskorbütten
Ne silah tutacak takatleri kaldý saldýrganýn
Ne siperlerimize koþup vuruþacak takati.
Yirmi altý nisan günü istimbotumla
Kararlaþtýrýlan yer ve saatte
General Townshend teslim þartlarýný sundu bana.
Dicle üzerinde onun istimbotunda masaya yatýrdým.
O maðrur düþmanýn teslim þartlarýný.
Elinde avucunda ne varsa bana vermeye hazýrdý.
Önce bir milyon ardýndan iki milyon Ýngiliz altýný
Karþýlýðýnda benden özgürlüðünü talep etti.
Elini kolunu sallayarak ulaþmak istedi Basra’ya.
Açlýktan, dizanteriden, iskorbütten ölümlere aldýrmadan
Tam dört ay yirmi üç gün elinde tuttu Kut’u düþman.
Ne kasabaya sýðýnan taburlara yol verdik,
Ne de yol bulup eriþmek isteyen imdat kuvvetine o bahar.
Açlýktan kýrýldý düþman, dizanteriden iskorbütten
Ne silah tutacak takati kaldý askerin.
Ne siperlerimize koþup vuruþacak dermaný o bahar.
Uzun bacaklý Ýngiliz’in topuna ihtiyacýmýz yoktu
Aç gözleri kamaþtýran altýný bize gerekmez
O gün düþman, cürmünün aðýrlýðý altýnda ezilen
Katiller kadar aðlak ve periþan.
Yirmi dokuz nisan bin dokuz yüz on altýda
Britanya ordusu mensuplarý
Cephanesini imha etmek zorunda kaldý.
Kan kusan ölüm makinelerini, topunu, telsizini
Ve tüfek mekanizmalarýný imha edip,
Koþum takýmlarýný ve eðerleri parçaladý.
General Townshend, elleriyle ateþe verdi
Dört ay yirmi üç gün boyunca
Kut semalarýnda dalgalanan eprimiþ Ýngiliz sancaðýný.
Soylu atlarý ve yük taþýyan katýrlarý gýdalarý olmuþtu.
Arpa lapasý, ekmek ve peksimetleri
Ne uçaklardan atýlan gýdalar derman olmuþtu onlara
Ne de erzak taþýyan gemileri.
Günlük yüz on üç grama düþünce tayýný
Savaþmak bir yana yürüyecek takati kalmadý erlerin
Günde yirmi kiþi ölmeye baþlayýnca
Generali bir düþüncedir aldý.
Kut’tan kaçmayý baþaran
Pencap Hindularýndan öðrendik bunlarý.
Ve onlarýn sözlerini doðruladýlar çaresizce ötekiler
Gucarlar, Sihler, Catlar, Doðralar
Mahrattalar, Birleþik Eyalt Racputlarý.
Fav ve Kurna önlerinde avýný boðazlamadan parçalayan
Sýrtlanlar kadar korkunçtu düþman.
Ve Baðdat önlerinde, Felahiye ve Basra’da
Tepeden týrnaða, kana irine ve petrole bulanmýþlardý.
Yirmi dokuz nisan bin dokuz yüz on altý da
Þehre giren taburlarým ele geçirdi karakollarý
Beyaz bayraklar dalgalanýyordu.
Ve bir avuç küle dönmüþtü eprimiþ Ýngiliz sancaklarý.
General Townshend, beyaz bayraklar altýnda
Teslim etmeye hazýrdý bana kýlýç ve tabancalarýný.
O gün hain düþman, avýnýn aðýrlýðý altýnda ezilen
Arslanlarýn tepelediði sýrtlanlar kadar çaresizdi.
Ve tepeden týrnaða, kana irine ve petrole bulanmýþlardý.
Ben Altýncý Ordu Kumandaný Mirliva Halil.
Ýngiliz’i dize getirmiþ ordunun baþkomutaný.
Generalleriyle birlikte on üç bin üç yüz dokuz esiri
Anadolu’ya sürmeden önce kahraman orduma seslendim.
Arslanlar ! Bugün Türklere þeref þan,
Ýngilizlere kara meydan olan þu kýzgýn topraklarýn
Güneþli havasýnda, þehitlerimizin ruhlarý þâd
Ve handan uçuþuyorlar.
Pâk alýnlarýnýzdan öper, hepinizi tebrik ederim.
Bize iki yüz yýldan beri tarihimizde okunmayan
Bir vakayý kaydettiren Allah’a, hamd ve þükürler olsun.
Allah’ýn azametine bakýnýz ki
Bin beþ yüz senelik Ýngiliz tarihine
Böyle bir vakayý, ilk defa sizin süngülerinizle yazdýrdý.
Ordum, gerek Kut karþýsýnda,
Gerekse Kut’u kurtarmak isteyenler karþýsýnda,
Üç yüzden fazla zabiti ile
On bin erini þehit veya yaralý verdi.
Fakat buna karþýlýk Ýngiliz ordusundan
Beþ general, dört yüz seksen bir subay,
On üç bin er esir aldý.
Teslim aldýðýmýz Ýngiliz ordusunu kurtarmaya gelenlere
Otuz bin zayiat verdirerek cihaný hayrete düþürdü.
Ýleride tarih de bu vakayý yazmakta zorlanacaktýr.
Türk sebatýnýn, Ýngiliz inadýný kýrdýðý bu harpte,
Birinci vaka Çanakkale’de, ikinci vaka da burada geçti.
Bu güne "Kut Bayramý" adýný veriyorum.
Ordumun her ferdi, her yýl bu günü kutlarken,
Þehitlerimize Yâsin"ler, "Tebâreke"ler,
"Fatiha"’lar okunsunlar.
Ben Kastamonu vilayetinin, Ýnebolu kazasýnýn,
Abana nahiyesine baðlý Perþembe Pazarý köyünden
Hacý Kaptanoðlu Kamil Bey’in oðlu Halil.
Köylü çocuðuyum, Anadolu’yum,
Anadolu’nun ve Rumeli’nin
Ýsimsiz ve mezarsýz ceddinin yolunda,
Bugün bu kutsal vatan topraðýný muhafazaya yeminli
Binlerce evladýndan yalnýzca biriyim.
Ben Halil, Kamil Bey’in oðlu Halil.
Bu cennetin muhafýzý,
Türk milletinin evladý,
Bir mübarek vatan topraðý sevdalýsý.
Sayýmýz azdý, teknolojimiz, imkanlarýmýz.
Tayýnýmýz azdý, bulgurumuz, katýðýmýz.
Gýdadan ziyade kardeþlerimizden uzaktýk
Anadolu’dan, Rumeli’den, Kafkaslardan.
Barýþ zamaný bir elin parmaklarý gibi
Ayrý durur necip Türk milleti.
Harbin adýný duymaya görsün,
Sýkýlý bir yumruk olur
Þahlanýr sadýk Türk milleti.
O gün ve her daim hain düþman,
Avýný boðmadan parçalayan
Sýrtlanlar kadar korkunçtu.
Ve tepeden týrnaða, kana irine ve petrole bulanmýþlardý.
Barýþ zamaný bir elin parmaklarý gibi
Ayrý durup Rabbine þükreder yüce Türk milleti.
Harbin adýný duymaya görsün, sýkýlý bir yumruk olup
Düþmana haddini bildirir kahraman Türk milleti.
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.