DELÝK DEÞÝK ÞEMSÝYE
Maziye kök salarak atiyi gölgeleyen,
Keþkelik kaygýlar mý, gönlüne ciseleyen ?..
Hani bûn yaðmuruna sebat bir þemsiyeydi !?
Ruh gizem sýrýlsýklam, bize sabýr dileyen...
NÝHALE
Onca talim terbiye, kariyerlik merhale;
Beyaz yakalý meslek, mehtap kuþatan hâle;
Emeklilik çaðýnda kendine tarif arar,
Kurtlar sofrasýndaki sahan altý nihale...
* Talim terbiye: Eðitim, öðretim.
* Hâle: Ayýn, bazan da güneþin etrafýnda görülen parlak halka þeklindeki ýþýk, ay aðýlý, ayla.
* Nihale: Sofrada sýcak yemek kaplarýnýn altýna konan altlýk.
ÝNSANSI
Sureta bizden biri, gözü kandýran yansý;
Bazen er, bazen diþi, güdüleri hayvansý;
Adem öncesi genler debermiþ olmalý ki,
Vahþi cazibesiyle kabataslak insansý...
* Adem: Ýlk ata, ilk peygamber, düþünen insan, homo-sapiens.
ÇAPULA KERATASI
Gözü hep beytülmalda, fýrsat kollar usuldan;
Hanýyaðmaya teþne, tezgah beþinci koldan;
Sebepsiz kazanç derler, gayya kuyusu gömü;
Bütün suç keratada, çapulasý çapuldan...
* Çapula: Karadeniz bölgemizde giyilen burnu yukarý kalkýk, hafif ökçeli, deriden mamul erkek ayakkabýsý.
* Kerata: Ayakkabý çekeceði.
DÜNYALIK TUBA
Þöhretin afetiyle yüceldiðini sanýr;
Baþ döndüren ikbalin görkemine dadanýr;
Bir bakar ki, hayatý, gösteriþten ibaret;
Yukarýya düþmüþken aþaðýya týrmanýr...
* Tuba: Kökleri semaya, dal ve yapraklarý yere doðru uzayan Cennet aðacý.