dört duvardýr bazen
dinler gibi görünen
yer, beton
gök..tavanýdýr ufkunun
tek kanadýyla uçamazdý pencerem
küçük bir kýzýn pembesiydi duvarlarýn rengi
kapýnýn buzlu camýnda 15 minik kalp
ikisi düþtü düþecek
hayaller sinmiþtir diye
belki dualar
belki korkular
ya da umutlara tanýklýk etmiþtir diye duvarýn rengi
hiç deðiþmedim
kýyamadým
el sürmedim minik bir elin deðdiklerine
daðýnýktým ama
terlikler bir yana
çoraplar öbür yana
ve sigara dumaný siniyordu ..dört bir yana
karga sesleriyle barýþmayý
onlara peynir vermeyi
kapý dibinde dik duran valize baka baka
yolcusu olduðum hayatýn daralan kesiti içinde
kýsýk sesle rolümü yapmak
ve omzuma yüklenen vebali
layýkýyla taþýmak
en büyük görevimdi
siz
develeri tellal
pireleri berber eder iken
ve ayný pireler uçuþsun diye nazik poponuzda
ölümle burun buruna yaþayýp
uykularý bölüyordu namludan çýkan çýðlýklar
göðü yararcasýna
geçtim
o sýnavý da geçtim
þimdi siz sað
ben selametim saðýnýzda
ve artýk
solunuzdan kalkabilirsiniz
ya da uyuyun hep
hiç uyanmayýn..
uyuyun da yok olun
niiin ni..