Bu þiirlerin gerçek hikayesi Arke Adasý Romanýmdadýr. Soner ÇAÐATAY
Sabaha kadar yaðmur dinmedi kasabada
Tarlalar ve bahçeler dönmüþtü harabada
Yamaçlarý yararak, aktý köpüren seller
Çer çöp her ne bulduysa içine attý yeller
Kapýlmýþ gidiyordu, kýrýlýp düþen dallar
Köprüler týkandý ve mille doldu kanallar
Gökyüzünde bulutlar… ama köpük köpüktü
Kimi küme kümeydi, kimi bölük pörçüktü
Kahvehanenin önü…Çýnar hâla mahmurdu
Sallanan yapraklarý damla damla yaðmurdu
Güneþe ayna olmuþ ýslak ýslak yapraklar
Sapsarý saçlarýna, dallar vurdu taraklar
Kahvehaneci çayý, yýkayýp da demledi
Sonra kanaryasýný, konuþarak yemledi
Oturdu sandalyeye, yüzü dönük güneþe
Gözlerinde gülücük, ruhunda da bir neþe
Küçük gri radyodan türküler dinliyordu
Sonuna kadar açmýþ, sokaklar inliyordu:
Þafak söktü gine Suna’m uyanmaz
Hasret çeken gönül derde dayanmaz
Çaðýrýrým Suna’m sesim duyulmaz
Uyan Suna’m uyan derin uykudan
Sonra seslendi yaþý, on dört olan çýraða:
»Hadi çayýmý doldur ince belli bardaða.«
Genç getirip masaya koydu demlenmiþ çayý
»Bak lan yoldan geçiyor simitçi Hasan dayý.«
»Al þu beþ Lirayý da simit yiyelim bugün«
»Daima bulamazsýn, yaðlý ballý bir öðün.«
»Peki usta!« dedi genç, Buðra beye ve gitti
Gelmeden, kahvecinin çayý nerdeyse bitti
Cemil bey geçiyordu, omuzunda kürekle
Bilen yoktu, yaþardý kocaman bir yürekle
Kahveci hemen kalktý: »Hadi lan nerde kaldýn.«
»Maþallah sana oðlum, fýrýn mý satýn aldýn?«
»Bozuk parasý yokmuþ, Hasan dayýnýn, usta.«
»Biraz da sohbet ettim…Dedi ki eþim hasta.«
»Sen doktor musun da derdini sana döktü.«
Fýrça yeyince çýrak hemen boynunu büktü.
»Ver lan þu simitleri, çayýmý da tazele!«
»Bana kurusunu mu aldýn yine hergele.«
Cemil bey bir sandalye çekip dedi: »Merhaba!«
»Yaðmur yaðýnca pýrýl pýrýl oldu kasaba.«
»Evladým bana da çay getir, ama az demli.«
»Bir de tek þeker olsun, unutma ha önemli.«
Kahveci simitinden küçük bir parça böldü.
Cemil beye verirken, belli bellirsiz güldü.
»Çocuðun üzerine çok gidiyorsun Buðra.«
»Bak rica ediyorum, git gönlünü al sonra.«
»Hocam biraz ezilsin, yoksa baþýma çýkar.«
» bütün iþleri de hep benim üstüme yýkar.«
Çýrak, tepsiyle geldi ve çaylarý býraktý
Kahveci, altlarýna kýzgýn gözlerle baktý
Öfkeyle þöyle dedi: »Bu ne lan, sakar mýsýn?«
»Yine çaylarý dökmüþ, hocam bir bakar mýsýn.«
»Yahu bir þeycik olmaz, lütfen çocuða kýzma.«
»Nasýl kýzmayayým ki hep döküyor bu kazma.«
»Git lan, gözüm görmesin, seni salak hergele.«
»Býktým, yaptýðýn her iþ –Allah þahid-rastgele .«
Çocuðun keyfi kaçtý ve ayrýldý masadan
Sonra da gazozlarý boþalttý dört kasadan
Yavaþ yavaþ eridi Cemil beyin þekeri
Hatta yapýþ yapýþtý, tabaðýnýn her yeri
Kenarýna konarken küçük sarý bir arý
Kayýp çaya düþtü ve yapýþtý kanatlarý
Çýrpýndý çaresizce; velakin uçamadý
Kanatlarýný hemen kaldýrýp açamadý
Cemil bey kaldýrýnca bardaðýný havaya
Gözleri odaklandý, boðulan bînevaya
Hemen kaþýkla aldý arýyý bir kenara
»Aman hocam dikkat et sokar.« dedi Buðra
»Bir þey olmaz dostum, baksana bal arýsý.«
»Ne kadar güzel ve hoþ vücudunun sarýsý.«
Parmaklarla yavaþça, kanatlarýný gerdi
Cemil beyin þefkati görülmeye deðerdi
Arý bayýlmýþ gibi, masada yatýyordu
Kahveci neredeyse kaldýrýp atýyordu
Öfkeyle »Býrak onu Buðra« dedi Cemil bey
»Gözüne mi battý yav küçücük canlý bir þey«
»Býrak da geberteyim, birini sokar hocam.«
»Ýhtimalle bir canlý öldürülmez be adam.«
»Beni þimdi, burada, katletmen de ihtimal.«
»Tepene kürek vurup öldüreyim mi derhal.«
Arý kendine geldi amma halâ sersemdi
Uçmasý için biraz daha zaman elzemdi
Cemil bey ayrýlmadý toparlanana kadar
Bir çay içti kahveci hemen edince ýsrar
Muhabbet ilerledi türlü türlü minvâlde
Arýyý görür görmez, uçabilecek hâlde:
»Tarlaya gidiyorum, bu da ücreti çayýn.«
Kahveci: »Vallahi hiç gerek yok sayýn, sayýn...«
Cemil bey »Hayýr, olmaz.« deyip özünü kesti
Çok hoþuna gitti çok, Buðra’nýn cömert jesti.
Bu esnada ayaða kalktý ve uçtu arý
Gizlenme yeri seçti yaþlý ulu çýnarý
Sessiz sedasýz yere yakýn bir dala kondu
Kýpýrdamadan durdu, adate cismi dondu
Kahveci, göz ucuyla çýraða bakýyordu
Yaþlý Cemil bey de bir saðara yakýyordu
Küreði sað omzuna attý: »Hayýrlý günler!«
»Bir bakayým zarara uðramýþ mý ürünler.«
Kahveci ayaktaydý, elinde de boþ bardak:
»Radyo dedi ki gece inecekmiþ saðanak.«
»Vaktini almayayým, hocam iyi gezmeler.«
Ayaklarýna baktý: »Çok güzelmiþ çizmeler.«
Cemil hoca teþekkür edip koyuldu yola
Yürümeye baþladý anýlarla kol kola
Arý da hemen uçup takýldý arkasýna
Yetiþip konuverdi çeketin yakasýna
S / ÂYE / 17 AÐUSTOS 2017 / ESKÝÞEHÝR
Kelime:
Bîneva: Zavallý, nasibsiz, muhtaç, çaresiz
Bu þiirlerimin gerçek hikayesi Arke Adasý Romanýmdadýr. Soner ÇAÐATAY /