Yazabilseydim bir gün,
Ah bir yazabilseydim seni,
Çizebilseydim mısralara yüzünü;
Görebilseydim…
Duyabilseydim sesini keşke,
Hüznü kalemimin şarjörüne hiç sürer miydim?
En hazin şiirlerin bile payına tebessüm düşerdi
Sesinden bir tek söze, şair kalemini kırıp,
O tek bir hecene,
Tüm cümleler eğilip diz çökmez miydi...
Başarabilseydim kelimelerce
Ah bir yazabilseydim seni noktasız cümlelerce
Sindirebilseydim dizelerime kokunu;
Koklayabilseydim…
Nefesin nefesime karışsaydı keşke,
Kan ter içinde soluksuz kalır mıydım öylece?
Misk-i amber çiçek açarken teninde
Bir nefes kadar kokun karışsa esen yele
O tek bir nefese,
Fırtınalar dahi eğilip diz çökmez miydi...
Birde yüreğini, o yüreğini dolusunca
Ah birde yüreğimdeki sevdayı en delisince
Yazabilsem, çizebilsem, resmedebilsem;
Dokunabilseydim…
Hücrelerini hücrelerime yükleyebilseydim keşke,
Silebilseydim arada ne varsa sonsuzluk silgisiyle
Dipsiz boşluklara böyle asılı kalır mıydım?
Anlatabilsem, duyabilsen, çığlığıma tutunabilseydin
O tek yangın, yüreğimin sen ateşine
Yanardağlar bile eğilip diz çökmez miydi...
Açsan yüreğini yüreğime
Bıraksan ya ellerini ellerime
Ah bir adım atsan korkmadan…
Adım adım yürüsen ezberinde ki adımla;
Yıldızlar eşlik ederken yoluna yön olsam
Gökyüzüne savurduğum binlerce güneş
Aydınlığını yoluna vurmaz mıydı?
Düşürseydin gölgeni gölgeme
İşte o gün kâinat bile
Eğilip böyle bir aşka
Diz çöküp selam durmaz mıydı...