sahibini,
annesinden kýskanan..
kolundan sonra
gururu da kýrýlan.. oyuncaðým ben
oysa daha dün gibiydi
raftaki diðer oyuncaklar arasýndan seçilmiþtim
ambalajýmý açýp
kalbime taktýðýn uzun ömürlü iki adet kalem pille
düðmeme bastýðýnda
seni sevdiðimi söylerdim
seni,
sevdiðini söyleyen tek oyuncaðýn bendim
sen,
sevdiðini söyleyen oyuncaðý ellerine alýp
dudaklarýndan öperdin
hevesin kaçtý zamanla
seni sevmenin dýþýnda baþka marifetler de bekledin
ama ben
seni sevmenin dýþýnda bir þey bilmeyen oyuncaðýn tekiydim
pillerim zayýfladýðýnda
cýlýzlaþýyordu sesim
sevilmeye alýþýk ellerinden
hevesine hizmet edemeyen bedenimi yerlere vurup
kesik kesik sevdiðimi duysan da
yetmiyor
kalbimden çýkardýðýn pilleri eziyordun diþlerinle
daha iyi sevmem için..
ilkin gözünden
sonra ellerinden düþtüm
en son hatýrladýðým
eklem yerlerimden zorlayýp
canýnýn acýdýðýný söylemeye hakký olmayan oyuncak halime aldýrýþ etmeden
kopardýðýn kolumdu
sonra hoop
ikinci el oyuncak mezarlýðýna ev sahipliði yapan sepete
kalabalýklar içinde iþi bitmiþ
pasaklý bir bez bebekle yan yana
seviþmeye ramak kalacak kadar yakýndýk
üstelik üstümüze fýrlatýlmýþ kocaman damperli bir kamyonun altýnda
ama hiç bir oyuncak
baþka bir oyuncakla seviþip
gebe býrakamýyor kurþun askerlere
ve hiç bir oyuncaðýn çýkacak caný olmuyor pilsizken
bir sabah
sokaðýn köþesinden giderek yaklaþan sesiyle
seyyar tezgahýyla gelen eskiciye verildim
bozuktum
bir kaç bozukluk edecek kadardý bedelim
ve eritilip
ucuz semt pazarýnda görücüye çýkacak
üzerinde pazarlýða bile gerek duyulmayan çamaþýr leðeni olmaya götürülürken
gördüm seni
ambalajýný söküyordun
yeni bir oyuncaðýn..