senden sonra...
moru çalýnmýþ bir petunya býraktým akþamýn kapýsýna
her geçiþte gölgen uzanýp öpsün diye usulca...
biraz yaðmur örseledi
biraz soluðunda biriken hasretin korkusundan eðildi
eðriliði kendine zarar güllerinden biri...
öyle çok uzun yas tutmadým,kapýlarý sýkýca kapattým sadece
karanlýðý içine hapsedenler ölürmüþ ya önce
bekledim sabahýn ayazýnda üþüyen bedenime saplanan kibirin oklarýný
parmak uçlarýma tütsü odunundan dikenleri topladým
gitsin diye beyazýný unutmuþ bir güvercinin uzayan kanatlarýnda
ben olsam dedim
dün sancýlarýna iyi gelen bir gülüþün sahibi
gitsem
hangi kederin boynunda bir pranga varsa
açsam dünya kilidini
kýrsam yan giden gemilerin tüm dümenlerini ,yol bilmez ,izandan bir haber
maverasý kendi sýnavýnda kalmýþ
bir çift cümlenin geceler boyu dönüp duran umarsýz yüzüne dökülmüþ anýsý
senden sonra ...
moru çalýnmýþ bir petunya uðurladý beni sabaha
her gidiþte bir nefes gibi üfledi kokusunu yoluma
yasak mevsim kaygýlarýna tutulmadan okudum, þiirsiz, zararýna yazýlmýþ hikayelerin
denizi belli
fýrtýnlarda kaybolmuþ hallerini...
---
"sabrýn ezdiði gönül yolculuðunda artýk her an akþam saati ,vakit daralmýþ
her tebessüm kederden öte yitik bir iyimserlik saklarmýþ"