hayat diyorum
özür diler bazen
yanlýþlýkla yaptýðý bir iyiliði
geri alýrken
göðe saldýðýmýz bütün uçurtmalar
kendi ipiyle boðuldu
ellerimizden kaymanýn verdiði hüzünle
çocuktuk
bilmezdik ölümü
oysa maviye gömülürdü
ölü uçurtmalar
yarýnlarýn hep daha güzel olacaðýný sayýklardý büyükler
kocaman adamlarýn kocaman aðýzlarýnda söylediði koskocaman yalanlar
yýlan hikayesine dönüyordu büyüdüðümüzde
büyük adam olmanýn ne kadar mühim olduðunu
takým elbisesiyle masa baþý iþ yapan bir memurun
bugün git yarýn gel kýsmýný makaslayarak
öve öve anlatamazdý babam
çocuktuk
henüz büyümediðimiz zamanlardý
takým elbiseli adamlar çok sýkýcýydý
babam ,
üstü kapalý at yarýþý oynuyordu
sýnýfýmdaki beygirlerle
ve kulvarý birinci tamamlamam için
üstüne düþen görevi layýkýyla yapýyordu
oysa ben en çok
þirinlerin yaþadýðý ormanda
mantardan bir ev hayal edip
þirineyle kelebek kovalamak istiyordum
büyüdük
ve öðrendik sonunda
hiç bir bulutun yas tuttuðu için aðlamadýðýný
ve þirinler denilen o þirin þeylerin
yarýnlarýn güzel olacaðý yalanýndan farký olmadýðýný
hayat mý
masal olamayacak kadar gerçek
gerçekler kadar acý
ama hep rolünü iyi yapan
uslanmaz bir yalancý..