Çorba Destanı
Yollar parke döþeli ayaklar kývrýlýyor,
Her deliðe düþende, belimde aðrý baþlar.
Dizimden aþaðýya deriler sýyrýlýyor,
Kurþun gibi iniyor hedefi þaþan taþlar.
Muhteþem manzarada ruhuma renk katýyor,
Karýþtýrýp içine muhabbet ekiyorum.
Bir plastik kâsede istikamet buluyor,
Burnuma yaklaþtýrýp kokuyu çekiyorum.
Görücüye çýkmýþlar tepside dolaþarak,
Hangi türden istesem, nimete þükrederim.
Tavuk suyu baþkadýr, paçasýnda ayrý tat,
Hassas durum olmasa hepsinden getir derim.
Türlü cins ve çeþitte seçenekler önümde,
Sessizce yol arýyor mercimeðin kokusu.
Sýcak simalar dolu çevremde, dört yanýmda,
Baþucumda dönüyor tarihin her dokusu.
Heyecanla masaya ekmekler dizilirken,
Zarif eller uzanýp ortama can veriyor.
Özlemlerin sonunda bir destan yazýlýrken,
Gözler huþu içinde muhabbeti deriyor.
Vuslata eren gönül, anýn hazzýyla coþmuþ,
Esrik duygularýyla baþý dumanlý daðdýr.
Deli taylar misali bütün engeli aþmýþ,
Bu kutlu buluþmanýn tarifi devrik çaðdýr.
Yaþlanan bedenimde bir sancýdýr baþlayan,
Burkulan yüreðimle, zihnim karma karýþýk.
Ateþlerin harýnda, çýlgýn, beyni haþlayan,
Ne çorbadýr inanýn, ne de þu solgun ýþýk.
Hayaller kýskacýnda zamana yenik düþer,
Umut baþka bahara yelken açýp kýþlasýn.
Boynumuzu bükeriz, içimiz sancý döþer,
Yolumuzdan dönmeyiz yeni çaðrý baþlasýn.
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.