sana dair cümleler biriktiriyordum kadýn gibi asil bir geceye benzeyen hikayelerin içinde sadrý buruk küçük kýz çocuðunun terkedilmiþlik hissi ortasýndan çatlayan kitabýn ölgün cümlesinde baþým acýlar çamaþýr ipine baðlanmýþ rüzgar gibi ve eski zamanlardan kalma o uykunun dizlerinde gözlerim derinliðince kabaran bu yosun kokusunun dilinde su sesine karýþan hýrçýn özlemlerimi telkin ediyordum kendimce savaþ daha henüz baþlamýþtý, gün doðmadan ölmek yok diyordum heyecaný d/üþüyordu gözlerimin arkasýndaki þehrin sýrlý ellerin ironik karanlýklara bulandýðý an mecburi bir sükunete sarýlacaktý tedirginliðimin yortusu devamýnda burnumun direðinde babamýn kokusu iþte böyle çatlayacaktý baðrýmdaki kuþ acýsý gök yüzünden al gözlerini beklesin aðzýmýn kýyýsýndaki mezarda o anýt yaþamak yemyeþil bir çocuk gibi yürürdü iþte tam þuramda hep anlayamadýðým insanlarýn göðsünden göçerdim insanlar dolusu cinayetlerim boy verirdi þah damarýmdaki ahdimde asýrlara benzerdi alnýmdaki dik gurur rüyalar göðsümde tutsak gökyüzüydü ecel dudaklarýmda ketum bir sýr vazgeçiþlerim küskün o nehre benzerdi sen hep ayný dün ayný yerde dönerdin dünya gibi
vazgeçilmez son gülüþe dönerdi þehirler
memleketlerim vardý benim þeffaf bir mavinin üstünde kumdan gemileri inþa edilmiþ cam kýrýklarýnda kendinden geçerdi içim ölmek böyle yaðmurda ne güzel tutsak bir çiçeði öpüp gökyüzüne adanmak gibi çarmýha gerilen bir avuç topraðýn feryadýyla mahpus edilmemiþ özgürlükleri zamana baðýþlayýp yeniden birikirdim çakýl taþlarýnýn güneþe bakan yüzünde taþlarýn hissi ki sadýk bir dost misali topraðý avuçlayýp kalbime basardým yeniden seni tabiatýn dili ketum bir heyecana tutulurdu yaþamak ve ölmek için depremler çatlardý terk edilmiþ evlerdeki harabe kalýntýlarý gibi uyanmak ve yeniden devamlýlýk için dahi söylenirdi çocukluðumdaki peygamber çiçeði koþtukça yüzümde çatlayan lunapark heyecanýn da tahliye edilmemiþ bir tutkunun içinde ve ya yaþatýrdým tüm geçmiþ yaralarýmýzý sana benzerdi rüzgarýn sur sesi içimden göç tükçe azar azar üþürdü toprak ellerimle severdim inadýna seni bilirsin ellere olan tutkusunu ruhumun mizacýmda ölmeyen bir alýþkanlýðýmdýr damarlarýmdaki sadakat mecburi ve baðýmlý bir köprü altý yüreðine dönüþmüþ olmasý halimin nehirler içimde intihar etti
iþte böyle gayri ihtiyari bir tuhaf mevsim vakti suyla buluþan çöl gibi içimde buðday baþaklarý eserdi rüzgarý mý özgür býrak býrak olgun bir ecel sevsin göz yuvarlarý mý vadilerimde serçe kuþ sesleri büyüsün kadýnlarýn gökyüzüne benzeyen renkleri ve daðýnýk orman örtüsü gibi yollarým aydýnlýk olsun
illa sevgilim göçümü alýp gideceðim sende kalan hikayeme el sürme
býrak Allah’a varmak kadar yaþasýn bu gece
...
my
Sosyal Medyada Paylaşın:
Mehtap Yıldız Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.