esrarlý bir gecenin
sessizce ilerleyen saatlerinden biri bu
dönüþü olmayan bir zaman yolculuðundan
yýpranmýþ yorgun
toza dumana bulanmýþ odamýn duvarlarý
mum aleviyle dans eden gölgeleri
yaþam sahnesi onlarýn da ötesi
sahne daðýnýk ölgün gri siyahý
odanýn her yerine saçýlmýþ nice kum tanesi
seslerini duyar gibiyim
ki, onlar yaþanmýþ ya da yaþanamamýþ anlar
sanki fýsýldaþýyor
hep bir aðýzdan anlatýyorlar
sesleri birbirine karýþýyor
kürdili hicazkar bir saz semaisine dönüþen
ve yarým kalan bir ezgi bu
öylesine daðýnýðým ki þu an
anlatýlmaz bir var oluþun yokluða teslimiyetinde
hüzün limanlarýnda demirlemiþ
bin yýllar öncesinin hatýralarýyla
sanki paslanmýþ bir kalemim
kaldýðým geçmiþte yazmýþým bu kederi
yüreðimin batýk duvarlarýna
geri dönülmez yollarda tükettiðim ümitler
çocuk düþlerimden gülümseyen yüzler
saçlarýmda gezinen o anne sýcaklýðý
hala içimi ýsýtan küçük bir yuvanýn
hayal ötesi düþler gibi
yaþanmýþ mutluluklarý
iþte
hiç kimse gibi bir yalnýzlýðýn hikayesi bu
unutulmuþ gülüþler arasýnda unuttum
mevsimsizce kendi gülüþlerimi
bu bendeki hüzün hali nice zamanlardan
biliyorum
eskimiþ bir Nisan dan
devasýz bir derdin yalnýzlýðýnda kaybolmuþluðun
bomboþ serseri sokaklara
kadersiz yaþanmýþlýklara
hele ki yaðmurlara
hele ki yaðmurlara
biraz da bahara küskünlüðü bu
" nice yýllara "
" nice yalnýzlýklara "
demiþtim bir zamanlar
ki, yýllar geçti üstümüzden
nice ayrýlýklar
artýk solan baharlar var
kuruyan yapraklarý ömrün
kýrýk dökük dallarý
nedensiz savruluþlarý rüzgarlara
bütün acýlarýn daðýnýklýðýnda
yine de bu gün
madem ki doðum günüm
gülümsemeliyim bir anlýk dahi olsa
bütün özlemleri toplamýþken
dertleþirken eskimiþ anýlarla
aþk sabýkalý yalnzlýðýmla
hemen yanýbaþýmda
gece sabahla kavuþurken
sonsuz bir huzura doðru çekip siyah perdelerini
gözlerime ömrün penceresinden
ve sen gülümserken
gamzelerine çekilip uyumalýyým þimdi ...
Mert Yiðitcan
5 nisan 2017 istanbul