einzelhaft
her þey yoðurtlu karlýbaharýn kýz(artýl)masýyla baþladý
sonra gitmenin adý literatürde çapraz ateþe denk düþen
sarýmsaklý bulvur öfkesine dönüþtü
ikinin hatrýna üçü allah’a baðýþladýðým bir gündü
ve sevgi kalbimin otuz santim kadar aþaðýsýnda bir yerde
stratejik düþlerime yevmiyeli iki gözcü yerleþtiriyordu
bilfiil nizami bey tam teþekküllü ordusuyla
ruhumun kýrsal bölgelerindeki trajik çürüklerine hiç aldýrmadan
köhnemiþ bi kan örneðini daha o nükteli anlayýþýyla
hazzedilmemiþ vücudumdan kör bi býçakla s.oyup çýkarýyordu
ve sonra sevgilim ölmenin adý kitabýmýzda
kimliði belirsiz üç bilinmeyenli
bi zayiat denklemi gibi tuhaf bir þey oluyordu
gülüþün resmiyete dönüþüp
seyrelmeye yüz tuttuðunda
alýþýlagelmiþ rolümüzün
mahrem bölgelerindeki
eli mahkum tüm yasal düþlerini
aleni aramalarda ele verip
iþte böyle senin üstüne yýkýyordum
’gecenin sonundaki yolculuk’tan
rivayetten öteye geçemeyen arzý endamlý masallardan
bize kala kala çeliþkili iki yüz ifadesi kalýyordu
frambuazlý kodesde uyurken sevgilim
ve düþlerimi rafadan yemeyi severken
nedense ayrýcalýklý ayak takýmý
bu kýlcal ayrýmý hiç görmüyordu
bu saatten sonra bu þiir
picasso’ya aþýk olan
muhabbet kuþu kadar yalnýzdýr
þimdi nizami duvarlar
tertipli düþler uygun adým
dört oda iki balkonda asýlý tüm tebessümler
her metre kareden alacaklý olsa
ve sevgi hep bel altýnda kumpas kursa ne yazar
hüzünlerin mutluluða haraç kestiði þu günlerde
meral gül...
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.